Bombardımanları, işgalleri unutmadık! Bombaların, silahların ninnilerini unutmadık! Sahilde oyun oynarken vurulan çocukları unutmadık! Kurşunların beslediği çocukları unutmadık! Irzına geçilen kadınları unutmadık! Kelepçelenen, itilip kakılan adamları unutmadık! Kalbimizin acıları acıyor hâlâ... Furkan’ı unutmadık! Yakıldık, yıkıldık, bombalandık, vurulduk, kovulduk, soyulduk, tekmelendik, hançerlendik, ezildik, itildik, kakıldık, tutuklandık, kırbaçlandık, sürüldük, öldürüldük, biz hep ‘mazlum’lardandık; unutmadık! Kimseye bir borcumuz yok, alacağımız var; bir özgürlük, adalet, izzet... Biz hep ‘mazlum’duk... Yine de asaletimizi kaybetmedik yılmadık, korkmadık, kaçmadık... Yine de ayaklandık, yumruğumuzu sıktık ve zafere hep inandık... Lanetlenmiş kavimle, katillerle, zalimlerle aynı safta olmaktansa, izzetli ölümlerden yanaydık! ... Döktüğümüz kanlara, akıttığımız yaşlara, yaktı...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...