Ana içeriğe atla

Ramazan

ramadan in gaza ile ilgili görsel sonucu


“Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi.” demişti kutlu Nebi binbir heyecanla... “İşte bereket ayı Ramazan geldi. Artık Allah’ın rahmeti sizi kuşatır. O ayda yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir, dualar kabul olunur. Allah sizin iyilikte ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyleyse kulluğunuzla kendinizi Allah’a sevdirin.” Ve dedi ki: “Eğer ümmetim Ramazan ayının kıymetini, şerefini ve önemini hakkıyla bilmiş olsaydı, bütün bir yılın Ramazan olmasını temenni ederdi.”

Şimdi, asırlar sonra, yine aynı heyecan sardı dört bir yanı, aynı heyecan kuşattı ruhlarımızı. Bir kez daha gölgesi başımıza düştü Kur’an ayı Ramazan’ın... Bir bir insin diye ayetler, dilden gönüle, amele, eyleme... İlk kez inzal oluyormuşçasına her biri... Okunacak, okutulacak, anlaşılacak, anlatılacak, yaşanacak ve yaşatılacak... Ramazan Kur’an ayıdır.

Günler öncesinden asılan afişlere, reklamlara inat... İçten bir şükürle başlayalım Ramazan’a; sadece sahibine arz edilmiş, sessiz sedasız bir şükürle... Samimi niyetlerle ve gösterişsiz amellerle... Ramazan zühddür, takvadır.

Daha hilal görünmeden başlayan tartışmalara inat... Dilimize de oruç tutturup susalım. Lüzumsuz konuşmalardan, gereksiz tartışmalardan kaçınalım. Her türlü laf kalabalığından da kabalığından da uzak duralım. İçimize dönelim, ruhumuza... Ramazan sükûnettir, rahmettir.

Abartılı menülere, gösterişli ziyafetlere, festivallere inat... İftarımız sade olsun, sahurumuz sade... Yarım hurma ile sahur yapıp yarım hurma ile iftar yapan ashab’la yarışsın oruçlarımız... Midemiz oruç tutarken benliğimiz doysun, açlığımız kulluğumuzu doyursun. Ramazan’ı hakkıyla yaşamanın lezzeti bütün lezzetlerden âlâdır. Ramazan hayatımıza açacağımız yeni, tertemiz, temizlenmiş bir sayfadır. Ramazan fırsattır.

Ramazan’ı acıkmaktan, doymaktan, susamaktan ibaret sananlara inat... Orucu emreden Rahman’a itaati ve teslimiyeti, zirvede bir sorumluluk bilinciyle yaşayalım. Nefsimize, heveslerimize, hazlarımıza zincir vuralım. Adımlarımızı şeytanın adımlarıyla kesiştirecek tüm yolları kapatalım. Bilenelim, güçlenelim. Ramazan elimize, dilimize, gözümüze ve yüreğimize temizlenme, yenilenmedir. Ramazan irade eğitimidir.

Ramazan’a şov, eğlence, şenlik muamelesi yapanlara; Ramazan’ın anlamını anlamayanlara, mahiyetini idrak edemeyenlere inat... Günah, sevap, sınır, mahremiyet bilmeyen toplu iftarların günahına ortak olmayalım. Lüks restoranların israf abidesi sofralarına oturmayalım. Fakirlerin, gariplerin payının da zenginlere bölüştürüldüğü zengin iftarlarına katılmayalım. İnsanlardan, israflardan, günahlardan kaçıp camiilere, secdelere, dualara, Allah’a sığınalım. Sofralarımızda da dualarımızda da tüm kardeşlerimize yer açalım. Ramazan infak ayıdır, ibadet ayıdır.

Kimselerin bilmediği, belki kendimize bile itiraf edemediğimiz bütün eksiklerimizi, bütün çelişkilerimizi muhasebe edelim ve Rabbimize arz edelim samimi nedametle... Ramazan bağışlanma ayıdır....


Rabbimiz! Bizleri Ramazan’ın kıymetini, şerefini ve önemini hakkıyla bilenlerden, hakkını vererek ifa edenlerden, bütün bir yılın Ramazan olmasını temenni edenlerden ve bütün bir yılı Ramazanmışçasına yaşamaya gayret edenlerden kıl.
Rabbimiz! Bizleri eriştiği Ramazan fırsatını hakkını vererek değerlendirenlerden, Ramazan'la bilenenlerden, Ramazan'la güçlenenlerden, Ramazan'la temizlenenlerden, affedilenlerden kıl. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....