Ana içeriğe atla

Arz Ederim Rabbim!

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, alacakaranlık, gökyüzü ve açık hava

Arz ederim Rabbim!

Olmamız gereken ne kadar güzelse bir o kadar kötüyüz biz...
bir insana düşman olabilen bir insan kadar kötü
sevmek nedir öğrenmemiş merhametsizler kadar kötü
büyümek nedir bilmemiş çocukları hedef yapan kurşunlar kadar kötü
çocukları annesiz, babasız bırakan savaşlar kadar kötü
çocuk rüyalarını bölen bombalar kadar kötü
vurulmaya inatla vurmayı seçenler kadar kötü
mahzun çocuklar yanında para babası denen adamlar kadar kötü
Arz ederim Rabbim!
Sana kul olmak ne kadar büyüklükse o kadar küçüğüz biz...
bir füzenin yanında özgürce süzülen bir uçurtma kadar küçük
bir tankın yanında zalimi hedef alan bir sapan kadar küçük
ölmeklerin yanında yaşatacak sebepler kadar küçük
kapitalizmin yüceliğinin yanında modernizm eleştirileri kadar küçük
okyanusların yanında bir çiçeği diriltmeye yetecek iki damla kadar küçük
ucu bucağı olmayan yollara doğru yola çıkan ilk adımlar kadar küçük
yılgınlıklarımızın yanında umutlarımız kadar küçük
güçsüzlüklerimizin yanında cesaretlerimiz kadar küçük
acizliğimizin yanında müstağniliğimiz kadar küçük
gecelerin kapkaranlığında cesur bir ateşböceği kadar küçük
çığlıkların arasında duyulamayan, içli sükûtlar kadar küçük
derin feryatların yanında acı sayıklamalar kadar küçük
Arz ederim Rabbim!
Küçüğüz biz...
ebediyetin yanında hayat kadar küçük
hayatın yanında ölüm kadar küçük
affediciliğinin yanında tövbelerimiz kadar küçük
nimetlerinin yanında şükürlerimiz kadar küçük
lütufkârlığının yanında dualarımız kadar küçük
Arz ederim!
Kötüyüz... Küçüğüz...
...

Lûtfet! Affet! Adam'et!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....