
Gelme Ramazan!
İftar ziyafetleriysen, sahur yemeğiysen; hurmadan, tatlıdan, pideden ibaretsen gelme.
Aynı saatte yenen akşam yemeğinden ibaretsen gelme.
İftar sofrasına koyacak bir şey bulamayan annenin halini 'ümmet iftarları'yla bile anlatamayacaksan gelme.
İsrafları kolaylaştıracaksan, masumlaştıracaksan(!) gelme.
Zenginin sofrası ile fakirin sofrası arasındaki uçurumsan gelme.
Sofra kurulamayan evlerin hüznüne hüzün katacaksan gelme.
Gelenekselleşen, hissizleşen, adeta otomatikleşen teravihsen gelme.
Bu yıl da reyting kaygılı müslümanlaşmış(!) televizyon kanallarından yana olacaksan gelme.
Fon müziği eşliğinde hikâyeler anlatan hocalarla geleceksen gelme.
Vicdan rahatlatmacaysan gelme.
Sadece suni, gelip geçici bir gündem olacaksan gelme.
Orta Doğu’dan yükselen çığlıkları dindiremeyeceksen, duyuramayacaksan bile, gelme.
Çığlıklara, feryatlara, ah’lara, gözyaşlarına, kanıksanmış acılara da dokundurmayacaksan tılsımını gelme.
Afrikalının yiyemediğini başkasına yedireceksen gelme.
Gazzelinin, Haleplinin payını unutturacaksan gelme.
Bütün ümmete iftar ettiremeyeceksen, bütün ümmeti bayrama erdiremeyeceksen gelme.
El uzatamayacaksan insanlığa, son veremeyeceksen alışılmış bu tufanlara, bir çıkış yolu bulamayacaksan dünyaya... Boğamayacaksan Firavunları... Gelme Ramazan!
Diriltmeyeceksen bizi, getirmeyeceksen kendimize, tazelemeyeceksen imanımızı gelme.
Gündüzleri uykulara hapsedeceksen gelme.
Geceleri Kur’anla, günleri dualarla dolduramayacaksan, kunutları uzatamayacaksan, secdeleri ıslatamayacaksan gelme.
Günahları durduramayaksan gelme.
Geldiğin gibi gideceksen, bulduğun gibi bırakacaksan gelme...
Gelişinin hakkını verememek sızı yüreğimde...
Bir sızısın bende... Bir acı... Bir his... Biraz hüzün... Korku...
...
Ey iman edenler! Ey mü’minler!
Ey Muhammed’in ümmeti!
Eyy Muhammed’den olanlar!
Ramazan bize mubarek olsun!
Yorumlar
Yorum Gönder