Daha ortaokul sıralarındayken sosyal bilgiler kitaplarımız her yıl muhakkak yazardı; “Üç kıtanın birleştiği çok stratejik bir bölgede; Balkanların, Kafkasların ve Ortadoğunun tam ortasında yer alan ve Asya ile Avrupa kıtalarını birleştiren kara bağlantısına sahip olan ülkemiz, zengin yeraltı kaynaklarına ve petrol yataklarına sahiptir. Akarsularımız, denizlerimiz, yeryüzü şekillerimiz, bitki örtüs ü çeşitliliğimiz, iklimimiz... ” Dünyanın gözlerini üzerine diktiğiyiz. Tüm planların, büyük projelerin, ‘arz-ı mevud’ların üzerinde döndüğü; yerli, yabancı bütün zulüm uşaklarının üzerinde hesaplar yaptığıyız. Coğrafyamızın masum insanlarını katlediyorlar. Mazlum halklarımızı sömürüyorlar. Topraklarımızı kana boğuyorlar, acılara gömüyorlar. Kardeşlerimizi öldürüyorlar. Bu ümmetin çocuklarını yetim, öksüz bırakıyorlar; kadınlarına, kızlarına el uzatıyorlar. Öncesi, 15 Temmuz, dün, bugün, yarın... Vazgeçmeyecekler. Son planlarını denemeden, son projelerini harekete geçirmeden, ellerindeki son ...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...