Ana içeriğe atla

Öğütler XI - Hoş geldin oğlum

 

Hoş geldin oğlum...
Avuçlarımın içinde bir kelebekle yaşar gibi yaşamayı öğrendim,
sanki daha dün kozası başında bekliyordum oysaki...

Beklerken hiç geçmeyen zaman, izlerken nasıl akıp gider?
Bir ömrün an an şahidi olmak ne demektir?
Şefkat ne demektir, merhamet ne demektir?
Ne demektir endişe?
‘Gözü gibi bakmak’ nasıl olur?
Ya ‘gözünden sakınmak’, ‘üzerine titremek’?
Bazen 'dokunmaya kıyamamak'?
Annelik nasıl büyütür bir insanı?
Annelik nasıl öğretir?
‘Allah için sevmemek’ten korkmak ne demektir?
Ya ‘sevgide aşırıya gitmek’ten endişe etmek?

Hoş geldin oğlum…
Hayatımın içinde bir hayat barındırmanın farkında; heyecanında, sorumluluğunda, buradayım.

‘Mucize’ nedir?
Kendi ellerine bile yabancıyken insan, nasıl o ellere hükümran olduğunu, o ellerle hükümran olduğunu sanır zamanla?
En ufak bir gürültüden bile ürperecek nahiflikteki bir insan, nasıl anlamsız gürültüler koparır hale gelir bu evrende?
Bir aciz insan nasıl unutur aczini, nasıl bilmez kendini?
Masumiyet abidesi bir insan, ne olur da kaybeder o masumiyeti?
Tertemiz kalpler nasıl kapkara kesilir gün gelip?

Sen hoş geldin oğlum…
Gözlerimin önünde mucizesin. Gün gün, an an…
Kendini bilenlerden olasın, aczini yani kulluğunu bilenlerden olasın diye buradayım. Sesini yükseltip gürültü koparanlardan değil, sözünü yükseltip gürültüleri susturanlardan olasın diye… Tertemiz kalasın diye buradayım. Masumiyetini kaybetmeyesin diye…
Buradayım oğlum, duadayım.
Seni Allah için seviyorum, sen de sevdiğin, seveceğin ne varsa Allah için sevesin...
Allah için yaşayasın oğlum; gayrısını yaşamaya değmez.
Allah sana yollarını açsın, kolaylaştırsın, gittiğin yolu nurlandırsın.
Hiçbir gölgenin olmadığı günde arşın gölgesinde buluşanlardan, gölgelenenlerden olmak isterim… Hiçbir gölgenin olmadığı o gün Allah bizi gölgesinde birleştirsin!


Yorumlar

  1. Yazılarınız çok samimi ve içten sıkı bir takipçinizim.Kalbe dokunuyor her bir kelamınız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çokça teşekkür ederim, kalbi olana, hissedene dokunur ancak. Allah kalbinize zeval vermesin.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....