Zamanlar önceydi niyetimize imanımızın yarısını tamamlamayı koyduğumuz. Tertemiz kalmak için birlikte yola çıkmaya niyetlenip “Allah için ve Allah’ın istediği gibi olsun” dediğimiz. “Ümmetin bir kalesi daha oldu ey Rabbim.” diye arz edeceğimiz bir evlilik arzuladık en başından. En başından ailelerimizin rızasın ı gözeterek de O’nun rızasını arıyorduk. Hep O’nun rızasını aradık göz ve gönül aydınlığı dualarımızla... “...göz ve gönül aydınlığımız olacak eşler ve zürriyetler bağışla!” Furkan Sûresi - 74.ayet ... “Rabbimiz nasip ederse” dedik; dua dua, umut umut adımladık yolu, tevekkülle... Süreç boyu ucundan tuta tuta yaşadık, kırmızıçizgiyi aşmamaya, sınırı korumaya çalıştık. Korka korka yaklaştık: + “Nasılsınız?” - “Hamd olsun, siz nasılsınız?” Hep hatırımızdaydı nişanın da Allah katında hiçbir hükmünün olmadığı ve birbirimize hâlâ yabancı olduğumuz... Nişanımız olmadan ailemden habersiz ve izinsiz görüşmezdim; nişanlılık sürecimiz boyu görüşmelerimize dikkat ederdik; ...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...