Hani sevdam vardı benim.
Davam vardı.
Ümmet coğrafyası kadar büyük dertlerim vardı...
Uzun uzun kıyamlarım, derinlerden gözyaşlarım, içten dualarım vardı.
Marşlarım, sloganlarım, eylemlerim, yumruklarım vardı.
Uzun uzun konuşur, derin derin tartışır, hep koşardım;
her daim yetişilmesi gereken bir yerler, birkaç saat uykuyla tamamlanmayı bekleyen işler vardı.
“Biz de sizin gibiydik bir zamanlar” diyenlere sitemlerim vardı.
“Ben onlar gibi olmayacağım” sözlerim imtihana tabi şimdi,
deneniyorum...
Davamın, sevdamın küllerini toplamaktan korkuyorum.
Direniyorum.
Bazen tartışıyorum bazen kavga ediyorum bazen savaşıyorum; kendimle.
Bazen kızıyorum, bazen kırılıyorum, bazen acıyorum; kendime.
Geçen zamana dönüp baktığımda pişman olacağım nice şeye üzülüyorum.
Ben hayat defterinin bu yeni sayfasında gündelik telaşlarla oyalanadururken
kurtuluş gemisi kaçacak diye korkuyorum.
Okuduğum kitaplarda anlatılmayanları yaşıyorum şimdi.
Hayallerim bilinmeze uğurlanmış gibi.
Ama yine de
içimin tükenmemiş sancılarına seviniyorum.
Gün boyu yaptığım her işte,
nefsime “Bu da ibadet, sadaka sevabı...” telkinleriyle
sabrı ve fedakârlığı öğütlüyorum...
Sevdam, davam, kavgam... Hepsi evliliğime emanet!
İnanmaya devam edeceğim; evliliğim cihad mücadelem, evim uzlet yerim...
Rabbimiz rızası yolunda güzel haller, güzel günler lütfetsin.

Yorumlar
Yorum Gönder