Dünya emek vermeye değmiyor, bel bağlamaya gelmiyor.
Dünya haklıya hakkını vermiyor.
Ne yazık ki, ötelerde kıymete şayan şeyler bu dünya indinde para etmiyor.
Burada düzenini bozmayanların düzeni yürüyor.
Bir köşeyi kapıp öylece oturanlara karşın salih adımlarla oradan oraya koşanlar değer görmüyor.
Herkesin bir menfaat uğruna hiçbir kural tanımadığı yerde niyeti, derdi yalnızca ‘Allah’ın rızası’ olanlar eleniyor.
Her şeyin gözler önüne serildiği bu çağda, gösterişten sakınanlar görünmüyor.
El üstünde tutulan sanalın yanında hakiki olan harcanıyor.
Herkesin çılgınca koştuğu bu çağda, durup düşünenler gerilerde kalıyor.
Hırsın, ihtirasın, iştahın ön plana çıktığı bu çağda, tevekkül edenler, rıza gösterenler anlam bulamıyor.
Akıntıya kapılmayıp alışılmışlara meydan okuyanlara çok çabalamak, çok yorulmak düşüyor.
Burada herkesin fütursuzca konuştuğu yerde edebiyle susanlar fark edilmiyor.
Sesi çok çıkanların yanında haklı konuşanlar, hakkı konuşanlar duyulmuyor.
Buranın değer ölçütleri değerliyi bulmuyor.
Dünya bu! Burada aslolan kalpler değil de silüetler, suretler öne çıkıyor.
Burada hissizlere değil de hissedenlere yazık oluyor.
Elini taşın altına koyanlar eziliyor.
Burada ateşi söndürmeye gidenler bile is kokuyor.
Kör karanlıklara alışılan yerde aydınlık göz kamaştırıyor, ışığa bakan olmuyor.
Yazık ki bunca insan buraların göz boyayan sahte güzellikleri uğruna asıl güzelliklerden geçiyor.
Yazık ki bunca insan kısacık bir ömür için yarınlarından vazgeçiyor.
Ne yazık ki…

Yorumlar
Yorum Gönder