Ana içeriğe atla

Kulun olmayı seviyorum...

Kulun olmayı seviyorum Rabbim. Bana şah damarımdan daha yakın olmanı çok seviyorum. Ben yanlışı istesem de beni korumanı, beni benden daha iyi biliyor olmanı çok seviyorum Rabbim. Sana güvenmeyi, sana dayanmayı, sana yaslanmayı seviyorum. Bilmediğim şeylerden beni korumanı, dualarımı her an duyuyor olmanı seviyorum Rabbim. Latîf esmanı, Habîr esmanı seviyorum.

Çevremi hep iyilerle donatmanı, bana hep iyi işler yaptırıyor olmanı, yanlış yapacak olduğumda da affedici olmanı seviyorum. Gaffâr oluşunu, Halîm oluşunu seviyorum.

Bazen nazlanıyorum da sonra yine sana dönüyorum. Dönüp yine sana geliyorum. Sana mecbur olmayı seviyorum Rabbim. Cebbâr oluşunu seviyorum.

Pay ettiklerine razı olmayı, lütfedeceğin her şeye teslim olmayı seviyorum. Zaten razı olmayacak, asi olacak olsam da aciz olduğumu biliyorum. Hikmeti sana bırakmayı seviyorum. Hakem oluşuna, Rezzak oluşuna, Vehhab oluşuna güvenmeyi seviyorum. Adl esmana, Alîm esmana güvenmeyi seviyorum. Herkesin ve her şeyin bilse de bilmese de senin kulun olduğu şu âlemde, ben bilerek ve isteyerek ve severek kulun olmayı seviyorum.

Sen razı olasın diye oradan oraya koşturmayı seviyorum. Yaptığım her işi senin için yapmayı, senin için koşturmayı, senin için yorulmayı seviyorum Rabbim. Şekûr oluşuna güvenmeyi çok seviyorum.

Senden istemeyi, Senin kapında durmayı, sana el açmayı seviyorum Rabbim. Açtığım elleri geri çevirmeyecek oluşuna inanmayı seviyorum. Ve benim için hep en doğru zamanı tayin ediyor olmanı seviyorum. Mucîb oluşunu, Vâsî oluşunu çok seviyorum.

Kara, zemheriye rağmen açan kardelenlere, yağmurlardan sonra çıkan gökkuşaklarına, kıtlık yıllarından sonra gelecek bolluk yıllarına inanıyorum. Kuyularda iken müjdeye vesile olacak kervanlara, derin kuyulardan ulaşılacak tahtlara, zindanlardan sonra gelecek saraylara iman ediyorum. Fettah isminle açılacak kapılara inanıyorum. Sana bıraktığım bütün işlerimde beni aziz kılacağına inanmayı seviyorum. Vekîl oluşunu çok seviyorum.

Seni de kulluğumu da çok seviyorum Rabbim. Yolda olmayı seviyorum. Yolu kulluğumla tamamlamayı istiyorum. Ve yolun sonunda seni bulmayı, 'kulum' dediklerinden olmayı istiyorum. Senin kulun olmayı çok seviyorum Rabbim...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....