Bir çocuktan öteymiş bir çocuk
Ve çocuk değilmiş bazı çocuklar...
Hiç de küçük değilmiş iki haneye varamayan yaşları.
Doğdum diyemeden, ismini söyleyemeden, büyümeyi hayal bile edemeden ölürmüş bazı çocuklar.
Kimi çocuklar mücahid olarak, şehit olarak doğarmış. Kimileri pamuklara sarılırken kimileri bir kefene bile sarılamazmış…
Kimi çocuklar büyümeden ‘ölüm’ ne demek, ‘ölmek’ ne demek öğrenemezken, kimileri ölümlerin içine doğarmış. Tamamlanacak hikâyeleri yokmuş onların.
Kimi çocukların korkunç kâbusları, kimilerinin gündelik acılarıymış.
Kimi çocuklar oyuncak silah bile bilmezken; kurşunların, bombaların en gerçekleriyle zamansızca, acımasızca tanışırmış bazıları.
Çocuklarımızdan sakladığımız, kendimiz bile bakmaya dayanamadığımız görüntülerin orta yerinde kalıverirmiş bazı çocuklar. Ne acılar sığarmış küçücük avuçlarına, minik kalplerine…
Nice büyüklerin taşıyamadığı ağır yükleri taşıyabilirmiş bazı çocuklar. Kimi çocuklar sırt çantasında oyuncaklarını, kitaplarını; legolarının, yapbozlarının parçalarını taşırken; kimileri kardeşinin parçalarını bile taşıyabilirmiş. Nicelerimizin altında ezileceği ağır yükleri kaldırabilirmiş onlar.
Bazı çocuklar nice büyüklerden daha hızlı koşarmış… Bombalardan kaçarmış, kurşunlardan kaçarmış… Nicelerimizin düşünmeye bile dayanamadığı şeyleri yaşarmış o çocuklar. Hepimizden daha güçlüymüş onlar.
Masal anlatacak bir anneleri yokmuş bazı çocukların. Kimi çocuklar masal dinlemeden uyuyamazken kimileri en kötü masalların içinde yaşarmış.
Kimi çocuklar sıcak yatağında uykusundan uyandırılmaya kıyılamazken kimileri bomba seslerinden uyuyamazmış.
Kimileri önüne serilen çeşitlerce nimete burun kıvırabilirken kimileri bir kuru ekmeğe şükredebilirmiş. Kimi çocuklar hiçbir şeyden memnun olmazken kimileri onca acıyı kalbine gömüp, ötelere havale edip yine de tebessüm edebilirmiş.
Kimi çocuklar yataklarını, oyuncaklarını bile toplamazken kimileri evlerinin enkazını toplarmış…
Bazı çocuklara kelimeler bile hassasiyetle seçilirken, boyundan büyük imtihanları olurmuş bazılarının.
Kurtaracak kimsesi, yaralarını saranı, sahip çıkanı, sarılanı, arkalarından ağlayanları bile yokmuş bazı çocukların. Toprak bile bazı insanlardan daha merhametliymiş o çocuklara...
(Değil mi ki ahirete inanmayan bu dünyaya katlanamaz. İnsanüstü, mutlak bir adalete inanmayan bu dünyanın acılarına dayanamaz.)
Ve çocuk değilmiş bazı çocuklar...
Hiç de küçük değilmiş iki haneye varamayan yaşları.
Doğdum diyemeden, ismini söyleyemeden, büyümeyi hayal bile edemeden ölürmüş bazı çocuklar.
Kimi çocuklar mücahid olarak, şehit olarak doğarmış. Kimileri pamuklara sarılırken kimileri bir kefene bile sarılamazmış…
Kimi çocuklar büyümeden ‘ölüm’ ne demek, ‘ölmek’ ne demek öğrenemezken, kimileri ölümlerin içine doğarmış. Tamamlanacak hikâyeleri yokmuş onların.
Kimi çocukların korkunç kâbusları, kimilerinin gündelik acılarıymış.
Kimi çocuklar oyuncak silah bile bilmezken; kurşunların, bombaların en gerçekleriyle zamansızca, acımasızca tanışırmış bazıları.
Çocuklarımızdan sakladığımız, kendimiz bile bakmaya dayanamadığımız görüntülerin orta yerinde kalıverirmiş bazı çocuklar. Ne acılar sığarmış küçücük avuçlarına, minik kalplerine…
Nice büyüklerin taşıyamadığı ağır yükleri taşıyabilirmiş bazı çocuklar. Kimi çocuklar sırt çantasında oyuncaklarını, kitaplarını; legolarının, yapbozlarının parçalarını taşırken; kimileri kardeşinin parçalarını bile taşıyabilirmiş. Nicelerimizin altında ezileceği ağır yükleri kaldırabilirmiş onlar.
Bazı çocuklar nice büyüklerden daha hızlı koşarmış… Bombalardan kaçarmış, kurşunlardan kaçarmış… Nicelerimizin düşünmeye bile dayanamadığı şeyleri yaşarmış o çocuklar. Hepimizden daha güçlüymüş onlar.
Masal anlatacak bir anneleri yokmuş bazı çocukların. Kimi çocuklar masal dinlemeden uyuyamazken kimileri en kötü masalların içinde yaşarmış.
Kimi çocuklar sıcak yatağında uykusundan uyandırılmaya kıyılamazken kimileri bomba seslerinden uyuyamazmış.
Kimileri önüne serilen çeşitlerce nimete burun kıvırabilirken kimileri bir kuru ekmeğe şükredebilirmiş. Kimi çocuklar hiçbir şeyden memnun olmazken kimileri onca acıyı kalbine gömüp, ötelere havale edip yine de tebessüm edebilirmiş.
Kimi çocuklar yataklarını, oyuncaklarını bile toplamazken kimileri evlerinin enkazını toplarmış…
Bazı çocuklara kelimeler bile hassasiyetle seçilirken, boyundan büyük imtihanları olurmuş bazılarının.
Kurtaracak kimsesi, yaralarını saranı, sahip çıkanı, sarılanı, arkalarından ağlayanları bile yokmuş bazı çocukların. Toprak bile bazı insanlardan daha merhametliymiş o çocuklara...
(Değil mi ki ahirete inanmayan bu dünyaya katlanamaz. İnsanüstü, mutlak bir adalete inanmayan bu dünyanın acılarına dayanamaz.)

Yorumlar
Yorum Gönder