Güzel Yavrum
Yaşanacak bu hayat; insanız ve dünyadayız. Yüreğimiz sınırlar ötesinde atsa da ancak olduğumuz yerdeyiz biz.
Hayatta bitmeyecek bu fitne fesatın arasında; hiç bitmeyen bir kargaşada, karmaşada; dümenini zalimler ele geçirmişçesine ilerleyen bu dünya gemisinde yaşıyoruz.
Yüreğimiz yangın yeri, başımız dumanlı…
Biz ki, bir ağlama sesi duyunca içi gidenleriz.
Biz ki, gözyaşı görünce, silemezsek eğer, içi içini yiyenleriz.
Biz ki, bir bebeği incitmeye kıyamayız; azıcık soğuksa elimiz, hafifçe sevip okşamaya bile çekiniriz.
Biz ki, bir çiçeği yanlışlıkla susuz bıraksak içimiz gider.
Biz ki, bir hayvana ufacık bir zarar verecek olsak bilmeden, üzülürüz.
Biz, bunca sevgiyi, merhameti; nice umutları, yarınları, dünyaları sığdırırken yüreğimize; nasıl sığamıyoruz dünyalara?
Bütün dünyalara kol kanat germek arzumuza rağmen bu dünya nasıl kıyıyor, nasıl kırıyor kolumuzu kanadımızı? Nasıl kolsuz kanatsız kalıyoruz?
Nasıl o silmek istediğimiz gözyaşlarında boğuluyor gibi oluyoruz?
Nasıl oluyor da onlar yakarken, canımız yanarken, biz ancak ağıt yakıyoruz?
Vicdan, ahlak, adalet, merhamet rafa kalkmışken biz nasıl ayağa bile kalkamıyoruz?
Nasıl oluyor da görebilirken kör oluyoruz?
Düşlerimizde şaha kalkarken nasıl düşüyor o şehirler?
Nasıl hissetmiyoruz yetim kalmış çocukların çığlıklarını yüreğimizde?
Nasıl içimizi acıtmıyor annelerin acı feryatları?
Nasıl oluyor da dünyaya dalıyoruz hiçbir şey olmamış gibi?
Nasıl oluyor da hâlâ teorilere, boş demeçlere, siyasi söylemlere kanıyoruz?
Nasıl oluyor da boş konuşmalarla, boş oturmalarla oyalanıyoruz?
Güzel Yavrum
yaşayacağız ama ucundan tutarak yaşayacağız dünyayı...
İnsanlardan kaçıp Allah’a sığınacağız ama yaşayacağız.
Kalbimizin sızısı dinmeyecek, alışmayacağız.
Kan dökenlerden, fesat çıkaranlardan uzakta duracağız.
Yolda olanların yanında olacağız.
Bombalara, silah seslerine, ölümlere, zulümlere alışmayacağız.
Bütün dünya sussa da biz susmayacağız.
Çağın gürültüsünün sesimizi bastıramayacağı kadar bağıracağız.
Üzerimize ölümler yağarken bile biz kendi ahlakımızla yaşayacağız.
Kendi derdine düşüp kaçanlardan olmayıp yangınları söndürmeye koşacağız.
Karınca misali de olsa ateşlere su taşımaya bakacağız.
Kırılan dallarımızı binbir umutla, yeniden yeniden sulayacağız, yeniden tohumlar ekeceğiz.
Bütün bu kötülere ve kötülüklere rağmen iyi olacağız ve iyi kalacağız; iyi niyetlerle, iyi adımlarla, iyi kalplerle, iyi hayallerle; insanların iyilik bilmediği, iyilikten anlamadığı yerlerde bile...
Güzel Yavrum
zalim de zulüm de kötülük de kötüler de hep olacak; sen tarafını iyi seç, iyi ol, iyiden yana ol, iyilerle ol...

Yorumlar
Yorum Gönder