Bir mucizeye seçilmek;
Bir mucizeye ‘yeniden’ seçilmek…
Bir mucizeyi yaşamak;
bir mucizeye an an şahitlik etmek...
Müjdesiyle, gelişiyle, her şeyiyle büsbütün bir mucize...
Bir mucize ki;
şükürden ağlatan,
sevinçten ağlatan,
sorumluluktan da...
Bir mucize ki;
acizliğimizi, zayıf yanlarımızı hatırlatan...
Her şeye sıfırdan, en başından, yeniden başlatan...
Dünyayı tüm kötülükleriyle, tüm eksik gedik yanlarıyla, endişe endişe önümüze seren ama dünyaya biraz daha bağlayan...
Gözümüzü de gönlümüzü de aydın kılan bir mucize...
Hayatımıza tazelik, günlerimize heyecan, yarınlarımıza umut katan bir mucize...
Kötülükten kapkara kesilmiş dünyaya meydan okurcasına tertemiz bir mucize...
Dört bir yandan selale şelale akan kapkara mürekkeplerin ortasında bir yerde bembeyaz bir sayfayı emanet almak...
Hoş geldin kızım...
Hoş geldin mucizem…
Çiçeklerden daha nahif kızım...
Hayatımızın cennete en yakın yanı...
Hoş geldin kızım...
Dünya hayatına, koşturup durmaya, arayıp arayıp ya bulmaya ya bulamamaya…
Düşüp kalkmaya, yorulmaya...
Ama inşallah her daim yolda olmaya...
Yol boyu vera sahibi olasın... Değil haramdan; fuzuliden, şüpheliden bile fersah fersah kaçasın...
En ufak bir ağlamanda yanına koşuşumuz, gözyaşlarını silemediğimiz Gazzeli çocuklardan utandırıyor.
Yüzünü ufacık çizmene bile dayanamayışımız, iğne ucu kadar acıya dahi katlanamayışımız utandırıyor.
Babandan biraz ayrı kalışına bile dayanamayışım yüreğime dokunuyor.
Gözlerine her bakışımda minik bedenleri boyundan büyük nice acılar taşıyan o yavrulardan utanıyorum.
En azından bir kucaklayıp acısını bile paylaşamadığım Filistinli analardan utanıyorum.
Hoş geldin kızım...
Hayatın nahif yönü bizimle…
Hak etmediğimiz, hakkını da veremediğimiz bir hayat bahşedilmiş bize.
Duamdır; şükrünü unutmadan, sorumluluklarımızın altında ezilmeden, adaletten ve en önemlisi hidayetten ayrılmadan, üzerimize düşen rolü ıskalamadan yaşamak…

Yorumlar
Yorum Gönder