Müjdeler olsun! Geldi. Asr-ı saadet’ten asırlar sonra bile, yine aynı heyecanla beklediğimiz; aynı neşeyle, aynı sevinçle karşıladığımız o güzel mevsim geldi. Büyük, küçük hepimizi heyecanlandıran o güzel ay geldi. Gönüllerimize sürur, gözlerimize nur olan o ay geldi. İyiliklerde ve güzelliklerde bire on veren, bile isteye gitmedikçe harama giden yolları kapatan o mübarek ay geldi. Bizi dirilten, düştüğümüz yerden kaldıran, imanımızı ayaklandıran mevsim geldi. Belki Ebu Bekir(ra)'e, Ömer(ra)'e en çok benzediğimiz, belki Rabbimizi en çok razı ettiğimiz, belki Cennete en çok yaklaştığımız o ay geldi. Müjdeler olsun! Kur’an ayı geldi. İlk kez nazil oluyormuşçasına bir bir insin ayetler dillerimizden gönüllerimize, amellerimize, eylemlerimize... Okuyalım, okutalım, anlayalım, anlatalım, yaşayalım, yaşatalım… Müjde! Oruç ayı geldi. Abartılı menülerin, israf dolu ziyafetlerin aksine, iftarımız sade olsun, sahurumuz sade... Midemiz oruç tutarken benliğimiz doysun, açlığımız...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...