Ana içeriğe atla

Deprem/06.02.2023



Bir gece karanlığında açtığımız gözlerimiz, yerinde bulamadı hiçbir şeyi, kimsecikleri… Hiç bu kadar korkmamıştık karanlıklardan… Gecenin ardından gelen sabahın aydınlığında gördüğümüz manzaralara da dayanamadık. Bir Şubat sabahı daha şehadetlere uyandık. Üşüdük; daha önce hiç üşümediğimiz kadar… Başı sonu olmayan kuyularda nefessiz kaldık. Bazen koştuk ama yetişemedik. Bazen çabaladık ama sonu gelmedi. Çırpınışlarımız çaresiz kaldığında acizliğimizi, güçsüzlüğümüzü, hiçliğimizi hissettik. Titreyen gözyaşlarımızla nutkumuz tutuldu. Yine de gözyaşlarımızı sarıp sarmalayıp sakladık; çocuklar görmesin diye… Bundan önce sevip sahiplendiğimiz ne varsa dert olmuştu, yük olmuştu bedenlerimize. Başını kaldırınca gördüğü çatının bir gün yerle yeksan olacağını hiç düşünmezdi kimse. Harabeye dönen yuvasının enkazında kalacağını aklına getiremezdi hiç kimse. Onca gürültünün arasında başını iki elinin arasına alıp düşünen adamlarla hüzünlendik. Sevdiklerinin yüzüne son kez, çaresizce bakanların yanından geçtik; bakmaya dayanamadık. Evladının buz kesilmiş elini bırakmayanlar gördük; gözyaşlarımızı tutamadık. Dağ heybetinde adamların nemli gözlerine, ıslanan yanaklarına şahit olduk. Saramadığımız yaralarla biz de yaralandık. Nice ‘ah’lar duyduk; ürperdi yüreklerimiz. Oracığa gömdüğü evladının acısını diğer evladı için orada bırakıp yola düşenlerle kesişti yolumuz. Yine Yakup’ça sabır düştü hüznünü ve kederini yalnızca Rabbine arz etmeyi bilen yanımıza. Kimimizin eline kazması küreği, kimimizin eline duaları yakıştı. Kimimizin diline teselli, kimimizin diline metanet, kimimizin diline sükûnet yakıştı. Yaraları sarmaya koşan adamlar da gördük, biraz olsun su serpildi yüreğimize. Babasının elinden tutamayan çocukların elinden tutma derdinde olan adamlar gördük, bir nebze hafifledik. Bir de her şeye rağmen akletmeyenler, ibret almayanlar gördük; hayret ettik. Bazılarının nefretine şaşırdık, cüretkârlığından hayâ ettik. Biz, her şeyin O’ndan olduğunu bilerek… Coğrafyaların sahibinin Allah olduğunu bilerek… Dağların, yerin ve göğün; yolların ve sokakların; ayağımızın altındaki toprağın... Ailemizin, evlatlarımızın, sevdiklerimizin, hepimizin… Var bildiğimiz neyimiz varsa hepsinin… sahibinin Allah olduğunu bilerek… Bütün inişlerin ve yokuşların, bütün yolların ve sonların, bütün darların ve inşirahların sahibinin Allah olduğunu bilerek… O’nun adaletine yürekten iman ederek, hesap gününe gönülden inanarak… Sabrımızı kuşandık. Biz, imanımızla, inancımızla teselli bulduk. Yollarımızın nihayetinin ölüme çıktığını fark ettik. Tesellimizin adı ‘ölümsüzlük’ oldu. Cennette Rabbimizin lütfu ve rahmetiyle, sevdiklerimize kavuşmak, sevdiklerimizle buluşmak üzere…

"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler. İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır." (Bakara Suresi/155-157)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....