Sevgili oğlum,
Biz baktığımızdan daha fazlasını görmek zorundayız. Çünkü olayların içyüzünü de fark etmek zorundayız. Hikmet denir buna; feraset de denir. Biz ferasetli, hikmetli olmak zorundayız. Ve feraset, hikmet dilemek zorundayız. Çünkü, “Allah, dileyene hikmet verir ve kime hikmet verilmişse, ona büyük servet verilmiştir. Ama akıl sahipleri dışında kimse bunu düşünüp anlayamaz.” (Bakara/269)
Ve biz, bize öğretildiği gibi, bol bol dua etmek zorundayız, “Rabbim! Bana ilim ve hikmet ver; beni sâlihler kullarının arasına kat!” (Şuara/83)
Ve biliyor musun, biliyor olmak hiç mühim değil; biz bildiklerimizle amel ediyor olmak zorundayız. Çünkü, "Bildikleriyle amel edene bilmedikleri öğretilir."
Ve idrak de denir buna. İdrak etmek, idrak sahibi olmak zorundayız. Kalbimizin de beynimizin de aklımızın da irademizin de hakkını vermek zorundayız.
Sevgili oğlum,
Bir yerlerde birileri biz dersler çıkaralım diye türlü türlü imtihanlardan geçebilir. Bir yerlerde birileri biz ders alalım diye hastalıklarla imtihan oluyor olabilir. Hatta bir yerlerde birileri bize ders olsun diye can verebilir. Birilerinin imtihanları bir o kadar da bizim imtihanımızdır demektir bu. Biz baktığımızdan daha fazlasını görmek zorundayız.
Sevgili oğlum,
‘Biz’ ‘biz’den büyüğüz. Yüreğimiz geniş. Coğrafyamız geniş. İmtihanlarımız geniş. Bizde ateş düştüğü yeri yakmaz. Nice acılara kulak kesilmeyen bizden değildir. Nice acılarla yüreği yanmayan bizden değildir. Başka başka acılarda kursağında o yumruyu hissetmeyen bizden değildir. Belki ‘başkaları’nın acılarında boğazı kurumayan, yüzü gözü ıslanmayan bizden değildir. Hissetmeyen bizden değildir.
Sevgili oğlum,
Düşün.
Dua et.
Fehmet.
İdrak et.
Hisset.

Yorumlar
Yorum Gönder