Ana içeriğe atla

Öğütler XXII

Biricik oğlum…

Devamlı koşan, bir yerlere yetişmeye, bir şeyleri yetiştirmeye çalışan hâlimiz için ve sana da bunları dayatmalarımız için üzgünüm oğlum.

Kimi zaman kimi temaşalarını yarıda kestiğim için, kimi terennümlerini susturduğum için…
Acele ettirdiğim için…
Oyuncaklarınla yarım kalan muhabbetlerin için, oyalanmalarına eşlik edemediğim zamanlar için…
Üzgünüm.
Hep koşup durduğum için, koşarken seni de koşturduğum için…
Soluklanmana pek de vakit bırakmadığım için…

Üzgünüm.
Koşmak da yorulmak da çok güzel ama bazen soluklanmak, durmak, duraksamak; dinlenmek, dinginleşmek, dirilmek de çok kıymetli…
Biraz muhasebe, biraz murakabe ve biraz hayret, biraz tefekkür de çok kıymetli…

Yolu koşar adım yürüyelim; hep bir işten bir diğerine koyulalım, bir işten bir işe yorulalım; ama kendimizi, içimizi, özümüzü de boşvermeyelim.
Yolda olalım, yollar açalım.
Bazen yavaşlayalım, bazen hızlanalım.
Bazen sükûnetle bazen deli bir heyecanla…
Yola hep birlikte düşelim
ve yürüdüğümüz yolun taşlarını biz, kendimiz dizelim.
Yollar açalım.
Yolumuz bir ama yolculuğun biricik oğlum.
Biricik oğlum…
Yolculuğunun benli olan kısmı için müteşekkir, yolun sonundaki birlikteliğimiz için muhayyelim.

Yorumlar

  1. Selamünaleyküm sizinle iletişim kurabileceğim bir mail adresi var mıdır acaba? Tevafuken bulduğum yazılarınızı uzun bir süredir takip ediyorum. Sizinle tanismak istiyorum,inşallah.

    YanıtlaSil
  2. Aleyküm selam ve rahmetullah kardeşim, tabiiki, seve seve, erenmerve55@gmail.com

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....