Ana içeriğe atla

Öğütler XV

Dünyanın merhametsiz yüzü şimdi daha çok ürkütüyor beni oğlum.
Acımasız sözcükler, niyet okuyucuları, anlayışsızlar, fesat çıkaranlar ve zalimler şimdi daha çok korkutuyor beni.
Minik bir çocuk görünce mütebessime dönmeyen çehreler yahut masum bir çocuk ağladığında bile hissiz kalan kalpler şimdi daha çok şaşırtıyor beni.
Hz. İbrahim’in oğlu ile imtihanı, Hz. Âdem’in, Hz. Nuh’un, Hz. Yakub’un imtihanları… Şimdi daha çok korkutuyor beni.
Ölüm şimdi, yani sen doğduğundan beri, daha çok düşündürüyor beni.

Artık kendimi daha sık güçsüz hissediyorum oğlum, tıpkı bugün gibi.
Değiştiremediğim, müdahale edemediğim, düzeltemediğim, arayıp da bulamadığım şeyler…
Yani aczimin idrakı şimdi daha çok hissettiriyor kendini.

Benim taşıyamadığım yükler senin omzuna yüklensin istemem oğlum.
Kendi cesaret edemediklerimi senin omuzlarına yüklemek istemem.
Kendim isabet ettiremediklerimi sana hedef göstermek istemem.
İrademe zor kabul ettirdiklerim için gün gelip seni üzmek istemem.
Senin kararlarını veren ben olayım istemem.
İçimde kalmışları bir gün sana dayatmak istemem.
Hesap edemediklerim yarınlarda senin yollarına çıksın istemem.
Bugün cevaplayamadığım sorular senin yarınlarına kalsın istemem.
Sen beni izliyorken hata etmek istemem.
Sen peşimden geliyorken yanlış yöne gitmek istemem.

Yürürken de koşarken de, ilerlerken de dururken de, varırken de kaybolurken de… Bir ömür elinden tutmaya hazırım ben. Yolu beraber bulalım, birlikte yürüyelim.
Bazen yürümek bazen koşmak, bazen ilerlemek bazen durmak, bazen varmak bazen de kaybolmak demek dünya; birlikte bilelim.

Kaç gün daha sürer ki bu yolculuğumuz? Adımlarımız ziyan olsun istemem…

Aramak, aramak, nihayetinde bulmak...
Yürümek, yürümek, ilerlemek…
İlim değil irfan… Marifetle beraber hikmet… Hidayetle beraber istikamet diliyorum. İkimiz için de… Ve üçümüz için... Ve hepimiz için...

Yorumlar

  1. İnandığım tek şey hayata dair,iyilerin eninde sonunda kazandığı,,çünkü onlar olan biten her şeyde sadece ve sadece Rablerinin rızasını aramışlardır,,vazgeçseler de,devam etselerde...Ümitsiz olmayı sevmiyorum,her şeye rağmen bir çıkış yolu olduğunu,öyle veya böyle hedefe götürdüğünü de biliyorum,,,Madem ki geldik,gidilecek ya,,bu gidişide tüm sevdiklerimle aynı yere vararak bitirmek isyiyorum,,Bu yüzden herkese bir umut ışığı olarak bakıyorum,karanlık yolları mızı aydınlatacak...Dostlarla güzelleşen,hakiki Dosta götüren yollarımız,yüreklerimiz açık olsun...Kalemine,yüreğine sağlık canım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....