Ana içeriğe atla

Öğütler VIII

 


Sana kavuşmayı beklerken sekiz ayın nasıl hiç geçmediğini, nasıl heyecanla sabırsızlandığımı unuttum da büyümeni izlerken gecesini gündüzünü tutamadım geçen şu beş ayın; hızına yetişemeden bakakaldım.

Sana kavuşma bedeli o sancıların dayanılmazlığını unutuverdim de sana sarıldığım o ilk anın tadını unutamadım.

Yeni yeni alışırken sen dünyaya, uykusuz kaldığım geceleri unutuverdim de sen uyurken seni izlemelere, seni özlemelere doyamadım.

Her seferinde kalbimi acıtan gözyaşlarının ilk ne zaman aktığını unutuverdim de gönül bahçemde çiçekler açtıran o gülüşünün ilkini aklımdan çıkaramadım.

Anneliğin acemisi günlerimi unutuverdim de aynadaki yansımanı ilk kez görmendeki heyecanı, güneşe ilk bakışında gözlerinin nasıl kamaştığını, hareket ettirdiğin ellerine nasıl hayran hayran baktığını unutamadım.

Bütün yorgunlukları unutuverdim de bu gecesi gündüzüne eklendikçe eklenen hiç bitmeyen döngüden hiç bıkmadım.  

Nasıl büyüdüğümü unuttum da nasıl büyüdüğüne hayran hayran bakakaldım; nasıl büyüyeceğine odaklandım. 

Yarınlara dair bütün endişelerimi, tedirginliklerimi, korkularımı bir kenara koydum da ben yine umuttan vazgeçmedim. Umuttan ve duadan... 


Demem o ki, bil oğul!

İyi de kötü de bu hayata dahil.

Acı da sancı da bu hayata dahil.

Sevda da kavga da bu hayata dahil.

Sabır da şükür de bu hayata dahil.

Korku da umut da bu hayata dahil. 

Tebessüm de gözyaşı da bu hayata dahil.


Sen yine umuttan vazgeçme oğul! Umuttan ve duadan... 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....