Sabahları seninle beraber perdeyi açtığımızda kamaşan
gözlerin,
aynaya baktığında büyüyen göz bebeklerin,
duyduğu her sese dikkat kesilen, gördüğü her yeni şeyde hayrete düşen, her
keşfinde şaşakalan hallerin… Harika yaratılmışsın sen oğlum. Kirpiklerine
kadar, tırnaklarına kadar, parmak boğumlarına kadar mucizevi yaratılmışsın…
Keşke doğduğun dünya da tümüyle sen gibi olsaydı, senin kadar masum, senin
kadar tertemiz; senin kadar tahir olsaydı. Keşke herkes senin kadar cenneti
hissettirseydi bize oğlum. O tahir yüzüne her baktığımda dünyanın cennete en
yakın yerinde gibi olsam da, o mis kokun içime her çektiğimde bana cenneti hatırlatsa da… Dünyada cennet yok, dünya cennet değil oğlum.
İnsanlar da melek değil. Benim nazarımda melek gibi olsan da, belki kimi zaman
seni ‘meleğim’ diye sevsem de, sen de bir melek değilsin; melek değil insansın
oğlum...
Harika yaratılanlardansın; harika yaratılmışsın sen oğlum. Muhteşem yaratılmış, iradeyle donatılmış, akılla lutuflandırılmışsın. Bu ahsen-i takvim olmaktır. Allah’ın varlığına kıymet verip yarattığısın; hiçlikten eşref-i mahlûkat olma azizliğine yükselttiğisin.
Sen her şeyinle boşuna yaratılmadın ve boşuna yaşayamazsın oğlum. Allah için
yaşamak yakışır sana. Allah için söz söylemek; kâh ağladığında kâh güldüğünde bana
bugüne kadar hissetmediğim duyguları yaşatan o gür sesini İslam için kullanmak
yakışır sana...
Sen insan olarak yaratıldın, halife olarak gönderildin
oğlum. Ümmete dert değil, deva olmak yakışır sana. Dünyada nüfus sahibi, söz
sahibi, ses sahibi olacaksın. Sorumluluk sahibi olacaksın. İyiyi seçeceksin,
doğruyu arayacaksın, güzeli bulacaksın. Hak yoldan sapmamak yakışır sana...
Kolay bir hayat olmayacak oğlum, dünya seni yoracak. Biçare kıvrandığın o gaz
sancılarından beter acılar yaşayacaksın. Kimi zaman kendi hıçkırığından bile
korkan sen, nice beter korkulara alışacaksın yaşadıkça… Nice sarp yokuşla
karşılaşacaksın. Yine de yolundan şaşmamak yakışır sana...
Beni nice denizlere nice kıyılara götüren o gözlerin hep hakikati
görsün oğlum. Körleşmiş olanlara yol göstersin hatta… Bir nefes, bir ferahlık, bir
tazelik, biraz huzur olsun düşmüşlere, bunalmışlara… Baktığın yeri güzelleştiresin. Bakışının değdiği her yerde sorumluluk hissedesin. Hem görüldüğünde de Allah’ı
hatırlatmak yakışır sana...
Sen uyusan da uyumasan da kalbin hep uyanık olsun oğlum. Ve uyandırasın şuuru
uyuyanları… Ne kadar geç uyusam da ne kadar uykulu olsam da beni uyandırdığın
gibi sabah namazı vakitleri, uyuyanları uyandırmak yakışır sana…
Doğruya doğru, hakka hak, yalana yalan, harama haram diyesin oğlum. Zayıfın yanında, güçlünün karşısında kalmak yakışır sana...
Rikkatli, dikkatli, şefkatli, merhametli, basiretli, ferasetli,
adaletli olasın oğlum. Hikmetli olasın. Yitirdiğimiz hikmete sahip çıkmak
yakışır sana...
Duamdır hepsi.
Bin âmin…

Şu an bir bebek büyütüyorum bende öyle duygulu okudumki tefekkürlerime tercüman oldunuz.Benim bebeğimin ismide Tahir...Yazılarınızın sıkı takipçisiyim.Benimde bloğum var.Buraya bırakıyorum belki takip edersnz zarifhakikatler.blogspot.com
YanıtlaSil