25 yaşım ama çocuk yanım… Anneliğim ama bebek masumluğunda hislerim… Kararmış kalbimin tertemiz kalmış yanı… Benliğimin tahir yanı… Saflığınla, masumluğunla bana emanet edildin oğlum, günahkâr ellerime verildin. Acizliğimi, güçsüzlüğümü, zayıflığımı ama temizliğimi, naifliğimi hatırlatmaya geldin. Biliyorum sandıklarımı keşfettirmeye geldin. Öğretmeye geldin daha önce hiç bilmediklerimi. Hayatımın her anını hissettirmeye geldin. Ve daha önce hissetmediklerimi… Verilen emaneti emanet bilirim oğlum; en kıymetli, en yüce, en aziz emanetsin. Samimi niyetlerimi gayretim yaparım, düşlerimi dualarım kılarım. Korkularını anlarım, mahcubiyetlerini saklarım, tembelliklerini cesaretlendiririm. Acılarına merhem olurum, yaralarını sararım. İnsan olduğunu, dünyada olduğunu ve dünyanın nasıl bir yer olduğunu tekrar tekrar hatırlatırım sana… Ama gayrısı gücümün yetmezliği, kolumun yetişmezliği, elimin ermezliği, çaresizliğim… Susuz kalsan gökten su indiremem sana, bilesin. A...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...