Ana içeriğe atla

Müslüman Kardeşlerin Ardından...

Fotoğraf açıklaması yok.


Yine eksiliyoruz Rabbim! 16’mız daha gidiyor. 16’mız daha sana geliyor. 

1,5 milyar(!) eksi 16 kalacağız. En yüreklilerimizi alıyorlar yine bizden. 
En yiğitlerimize geliyor şehadet. Onlar şehit olacak, bizse şahit… 
Sözü geçer mi bizim şahitliğimizin bilmiyoruz, tıpkı ne yapacağımızı bilmediğimiz gibi; ne yapmamız gerektiğini bilmediğimiz gibi… 
Onlar şehit olacak, biz şahitliğimizle kalacağız.
Biz yine şahitliğimizle kalacağız Rabbim!
Gidenlerin ardından bakacağız, gıyabi namazlar kılacağız. Üç beş dua edecek, birkaç isyan cümleciği kurup zalimlere meydan okuyacağız, sonra yine susacağız.
Susacağız, zaten söyleyecek çok bir şeyimiz de kalmadı; yiğit adamlar söylenecek sözleri de söylediler.

“Lâ galibe illallah!”
“Allah’tan başka galip yok!” “Allah’tan başka galip gelecek yok!”
"Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler."

“Egsemi billahil beraeti vel-i'dâmi indi sevai!”
“Vallahi idam edilmek de beraat edilmek de benim için aynıdır!”

Ne söyleyelim ki Rabbim biz arkalarından?
Zalimlere canı pahasına meydan okuyan, başı dik yaşamak adına ölüme hasret çeken adamlar onlar, bizim hasretimizse onlar gibi olmaya…

Senin adaletini yürekten hisseden, hesap gününe gönülden inanmış, inancını diri tutmasını da her daim bilmiş adamlar onlar,
biz hâlâ öğrenemedik Firavun mahkemelerinin hükümsüzlüğünü bile…
Biz öğrenemedik yolumuza çıkanlarla "Hasbunallahu ve ni'mel vekîl..." ile baş etmeyi.

Cennette sevdiklerine kavuşmak isteyen; sevdikleriyle kavuşmaya giden adamlar onlar…
Biz de onlarla aynı cenneti dualayanlarız şimdi, kabul et!

Arkalarından söyleyecek sözümüz yok Rabbim.
Susuyoruz.
Gönlümüzde/duamızda, onlar gibi olmak adına;

"El Kur'an-u düsturuna!
Ver-Rasulü za'umuna!
Vel-cihadu sebiluna!
Vel-mevtu fi sebillillahi esmâ emâniinâ!
Ve fevga kulli zalike Allahu ğayetuna!"

"Kur’an bizim anayasamızdır!
Resul bizim liderimizdir!
Cihad bizim yolumuzdur!
Allah yolunda şehid olmak en büyük arzumuzdur!
Yaptığımız her amelin gayesi Allah içindir!"

Kabul buyur Rabbim!
Bizden kabul buyur…
Biz 'adam gibi' ölemiyoruz, bari 'adam gibi' yaşayalım.
'Adam gibi' yaşat bizi…
Adınla yaşat bizi…


/ 17 Haziran 2015 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....