
Kendim bile fark etmesem de meyletmiştim dünyaya.
Dünyalık telaşlar gizli gizli sarmıştı dört bir yanımı kim bilir...
Önceliklerim sarsılmıştı.
Kur’anla bağım zayıflamış, beraberliğim azalmıştı sanki.
Rabbimle arama giren mesafeler mi vardı?
Dualarımı geçiştiriyordum, dilden gönle indiremeden...
Uzun kıyamları erteliyordum; daha sonralara, hep sonralara.
Gecelerim uykularla geçiyordu, aralıksız.
Sanki içime dönmemiştim ne zamandır da...
Geldi yeniden
İlahi bir lütufla...
Önce olanı biteni itiraf ettirdi bir bir...
Sonra tövbe...
Geldi yeniden
Lütuf dolu bir ikramla...
Yüreğimi din’lendirmeye.
Gevşemeye duran imanımı güçlendirmeye, keskinleştirmeye.
Geldi yeniden
Kur’an’a susayan gönlüme.
Ferahlattı sadırları, susuzluktan çatlamış dudaklara değen su gibi...
Su? Kuraklıktan kavrulan topraklara yağan yağmur gibi...
Geldi yeniden
Kıymetini bilene nebevi müjdelerle...
Birikmeden temizlensin diye kalplerdeki karartılar.
Kararmış kalbimi yıkamaya, arındırmaya...
Geldi yeniden
Rahmetle, bereketle...
Bire bin veren fırsatla.
Makbul dualarla; nihayetinde Reyyanlara varan, cennetlere uzanan sevinçlerle...
Geldi yeniden
Baştanbaşa bir fırsatla...
Affedilmeye, bağışlanmaya...
Yepyeni, tertemiz bir sayfa açmaya...
Geldi yeniden
şeytanlara vurduğu zincirle...
Sabrı öğretmeye yeniden, cihadı öğütlemeye... Kalbime kulak vermeye, hayatımı mü’minleştirmeye...
Geldi yeniden
Dünyaya karşı irademi bilemeye.
Geceleri uyanmayı alışkanlık edindirmeye...
Teslimiyetle her türlü hazza gem vurmaya, nefse karşı koymaya.
Geldi yeniden.
Geldi de gidiyor.
Bize bıraktığı bütün yılı Ramazan’ca yaşama arzusuyla...
Ve yerine bıraktığı arınmışlığın sevinci bayramla...
Hak ettiysek, bıraktığı arınmışlık bize bayram olacak.
Müjdeler olsun;
“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân 28; Savm 6)
“Eğer kullar, Ramazan’ın fazîletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temennî ederlerdi.” (Heysemî, c. III, sf. 141)
Yahut bize kalan, kaldıramayacağımız koca bir yük omuzlarımızda;
“Bu aydan mahrum kalan kimse bütün hayırlardan mahrum kalmış gibidir.” (Nesâî, Sıyâm, 5.)
“Her kim Ramazan ayına erişir de o aydan günahlarını affettirmiş olarak çıkamazsa burnu sürtülsün.” (Tirmizî, Deavât, 100)
Geldi yeniden.
Geldi de gidiyor.
Yine gelecek mi?
Yorumlar
Yorum Gönder