
Ne yana döndümse isyan dolu bir günah; ne yana döndümse hadsiz cesurluğuyla bin haram... Orta bir yol aradım ben; koskoca bir ‘âh u vah’ ile koca dünyaya...
Avuçlarım göklerde, kimlere kimlere hidayet dualarında... Ve kimi vakit nicesini
yüreğim almadı da tane tane inciler indi gözlerime, damla damla... Göğüs
kafesimde bir kuş pır pır etti. Bir sızı ile kalbimin kurtarılmış köşesinde...
Kalbimin sesini duymaya engel olan yoğunlukları, yorgunlukları
bir kenara bıraktım, orta bir yol aradım durdum. Ne içimin savaşları
bitti ne de dünyaya dair savaşlarım...
Kavgalar ettim yıllar yılı; orta bir yol aradım durdum. Hüzünde de öfkede de hayrette de çaresizlikte de orta bir yol... Bazen isyanlarda, bazen nisyanlarda... Ama umutla, heyecanla... Bazen koşa koşa, bazen adım adım; bazen döne döne, bazen dura dura... Orta bir yol aradım durdum.
Kavgalar ettim yıllar yılı; orta bir yol aradım durdum. Hüzünde de öfkede de hayrette de çaresizlikte de orta bir yol... Bazen isyanlarda, bazen nisyanlarda... Ama umutla, heyecanla... Bazen koşa koşa, bazen adım adım; bazen döne döne, bazen dura dura... Orta bir yol aradım durdum.
Orta bir yol aradım durdum. Her rüzgârda bir o yana
bir bu yana salınıp dursa da kökü hiçbir fırtınada kopmayacak kadar sağlam bir
buğday başağı misali... İhtişamıyla dağ heybetli, vakur duruşuyla kul hakikatli...
Başı dimdik, bakışı müşfik... Yüreği göklerde, alnı yerlerde; secdelerde... Ve her
şeyiyle “insanlardan bir insan gibi” sıradan...
Orta bir yol aradım durdum. Henüz erkenken geç kalmışçasına bir acele; azmin ziyadesi... İdealist ama iddiasız; kendinde... Çığlık dolu fısıltılarla... Kalabalıklarda 'Hira'da... Binbir tereddütle ama cennet hayaliyle...
Orta bir yol aradım durdum. Henüz erkenken geç kalmışçasına bir acele; azmin ziyadesi... İdealist ama iddiasız; kendinde... Çığlık dolu fısıltılarla... Kalabalıklarda 'Hira'da... Binbir tereddütle ama cennet hayaliyle...
Orta bir yol aradım durdum. Saadet asrını, sahabenin yollarını,
tabiinin adımlarını, işlerin en hayırlısını... Koruluğun sınırlarında gezmeye
değil merkezdeki takvayı yakalamaya hasretle...
Ortaya yol; rızaya bir yol... Ne ifrat ne tefrit; adil, mutedil... Bu çağa rağmen, orta yol; her azaya, her arızaya şifa olacak o yol.
Orta bir yol aradım durdum. Beraberimde daha nice yolcuyu o yola revan kılmaya niyetle... Kapkaranlık günlerde de inatla aydınlık düşlerle... Kör gecelerde de sevda dolu rüyalarla... Dün gelmiş ama yarın gidecekmiş gibi... Kimseyle değil, herkesle... Orta bir yol; başı da sonu da tertemiz bir yol o yol...
Ortaya yol; rızaya bir yol... Ne ifrat ne tefrit; adil, mutedil... Bu çağa rağmen, orta yol; her azaya, her arızaya şifa olacak o yol.
Orta bir yol aradım durdum. Beraberimde daha nice yolcuyu o yola revan kılmaya niyetle... Kapkaranlık günlerde de inatla aydınlık düşlerle... Kör gecelerde de sevda dolu rüyalarla... Dün gelmiş ama yarın gidecekmiş gibi... Kimseyle değil, herkesle... Orta bir yol; başı da sonu da tertemiz bir yol o yol...
Yorumlar
Yorum Gönder