Ana içeriğe atla

Kendimi Üniversite Ortamında/n Nasıl Korurum?

 

“Kalbimi üniversite ortamında/n nasıl korurum?” doğrusu bu olmalı belki de... ‘Kalbimi’... Mesele kalple ilgili çünkü. İlk önce ve en çok kalbine sahip çık. ‘O bozulursa bütün vücudun bozulacak, o sağlıklı kalırsa bütün vücudun sağlıklı kalacak’ bil. Değil mi ki, biz önce dilden ama en çok kalpten iman edenleriz. Asla iman üzere olan rotamızdan başka yana meyletmemeli kalbimiz. Asla zeval gelmemeli kalbimize. Sık sık yokla kalbini.

Gözlerin haramları göre göre, kulakların haramları işite işite karartmasın kalbini. Günahlara alıştığını, gözünde haramların normalleştiğini, kalbinin sızısının bir an dindiğini fark ettiğin an gözyaşlarınla yıkamayı bil onu. İstiğfarla yıka. Kimi zaman secdelerde, kimi zaman seherlerde Rabbine arz et bunu dert eden halini, bu çıkmazdaki ahvalini... Kur saatini, karanlığın aydınlığa durduğu bir vakit Rabbine yönel. Her şey ve herkes susmuşken kalbini konuştur. Hep kalbini yokla.

Kalbini mescitlerden ve ilim meclislerinden besle. Mescitleri Rabbinin evinin şubeleri, ilim meclislerini de Rabbinin meleklerinin meclisleri bil, sahip çık. Seni arayanlar mescitte bulacağını, kitap başında olacağını bilsin ama kendini mescide ya da kitaplara da kapatma. Elinle ya da dilinle değiştirebileceğin şeyler için harekete geçmeye bak. Değişmemeyi değil, değiştirmeyi hedefle. İlim meclislerini sen inşa et. Mescitleri sen ihya et. Hatta üniversiteyi sen ihya et. Sen tohum ek, filizlensin. Yalnızca geçip gidenlerden olma, iz bırak, geçtiğin yerler yeşersin. Sen yeni yerler yeşertmek için yolda olmaya bak. Her zaman kalbini yokla.

Okul okumak, mezun olmak, diploma almak için değil; Allah’ın üniversitedeki halifesi olmak için, Allah’ın halifesi olarak yeterlilik kazanmak için oku.  Allah’ın razı olacağı iyi işler yapabileceğin bir yere gelmek için oku. İçinde ol ama dışında kal; dışında kalamasan da kalbine alma asla! Kalbine dokundurma. Eğer oradaysan orada olmanın hakkını vermeye bak. Kampüste, amfide, kütüphanede tavizsiz mü’min genç olmaya bak. Üniversiteden değil, haramlardan kaç. Kimseye bakma, kendine bak, kalbine bak, orada ol. Üniversitede de Allah’ın dinini yaşamaya, yaşatmaya bak; Allah’ın dininin yaşandığı üniversitelere yol açmaya bak. ‘Allah demesiyle koca üniversiteyi ayakta tutan genç’ sen ol. Uzanabildiğin elleri tut. Düşenleri kaldır. Duruşun davet olsun, tesettürün tebliğ... ‘Görüldüğünde Allah’ı hatırlatan genç’ sen ol. Yine kalbini yokla.

Bakışların 'Allah’ın nuruyla bak'sın, derdin âli olsun, ‘Mü’min’in yitiği’ne sen sahip çık. Azmine şahit kıl insanları. Bakışlarına sahip çıkan; niyeti sahih, adımları sabit kalan; kalbine sahip olan haramda olur mu, yolda kalır mı hiç? En ufak tavize eyvallahın olmasın. Kalbine sahip ol, kalbini yokla.

Puta tapmanın itibar gördüğü toplumda putları kıran İbrahim as bil kendini. Şerli kapıların ardında bile hayâ timsali olmuş, tertemiz kalmış Yusuf as bil örneğini. Helak olmuş Sodom’dan sağ çıkan Lut as olmaya bak.  17 günde dil öğrenen Zeyd ra’in yolunda ol. Ya ‘bir oda dolusu adam’dan biri ol bir kalabalıkta, ya da Ebu Zer ra ol yalnızlıkta. Ama asla safın şaşmasın. An an, gün gün, tekrar tekrar kalbini yokla.

Ve dahi nice ortamlarda/n... Kalbini yokla. KALBİNİ YOKLA.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....