Ana içeriğe atla

Okumak Üzerine

    (2018'de okuduğum bazı kitaplar)

İşleri hiç bitmeyen, nereye yetişeceğini bilemeyen insan için ertelenmesi en kolay olan ve eksikliği de belki hiç duyulmayan şeylerden olur kitap okumak. Zaman azlığı, vakit darlığı, yapılacakların hengâmesi derken hep sonralara kalır, daha geniş zamanlara bırakılır. Oysa hiçbir zaman gelmez o rahat, geniş okuma vakti... Çünkü hiçbir zaman durulmaz, hiçbir zaman dinginliğe kavuşmaz insan hayatı. Her yeni gün, her yeni dönem yeni meşguliyetlerle gelir.  

Kitap okumadan uyumadığım çocukluk yıllarımın ardından sınav maratonları, dersaneler, üniversite yılları, ödevler, sınavlar derken... Kitaplarla aramdaki bağ kopmasa da zayıflamıştı. Benim için de rahatlıkla ertelenebilen bir şey olmuştu okumak. Fakat hayatımın son bir buçuk yıllık yeni düzeninde fark ettim ki hayatın gidişatı hiçbir zaman o düşünülen, sakin, rahat, okumaya elverişli zamanı getirmeyecek. Ve tekrar hayatımın önemli bir gündemi haline getirdim okumayı. Bir insana bir fikre ihtiyaç duyduğumda... Heyecan aradığımda... Bir şeyler öğrenmek, bir şeyler üretmek istediğimde... Bazen sadece dinlenmek için; ki en iyi dinlenme yollarından biridir okumak; iyi hissettirir. Hele bitirilip rafa kaldırılan bir kitabın verdiği lezzeti tadan muhakkak tekrar tekrar isteyecektir.

Fırsat kollayarak, zaman arttırarak... Plansız, ama hızlı ama yavaş, bazen hiç odaklanamadan, dura dura, asla çokluk derdinde olmadan, belki bazen günlerce kitabı eline alamadan, bazen de bir nefeste bitirivererek... Okumak, okumuş olmak için değil; öğrenmek, anlamak, yaşamak, yeni ufuklara ulaşmak için... 



neden okumuyorsun eksikliğini hissetmiyorum caps ile ilgili görsel sonucu





Yorumlar

  1. 2019 okuma listemi yaparken göz önünde bulundurdum. Allah razı olsun

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....