Ana içeriğe atla

Bayram Temizliği


Niyet ettim Allah rızası için bayram temizliğine...




Önce faziletinin bütününe talip olduğum bir abdest alıyorum. Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm gibi. Hani demişti ya, “Kim benim gibi abdest alırsa geçmiş günahları affedilir.” (1) Ellerimi yıkıyorum, ellerimin tuttuğu her günah akıp gitsin diye... Yüzümü yıkıyorum, gözlerimin baktığı ne haram varsa hepsi temizlensin; ağzımı yıkarken dilimin değdiği bütün haramların, bütün gıybetlerin izleri aksın gitsin diye... Ve kulaklarım, işittiği ne haram varsa, içine içine fısıldanan ne kötülük varsa hiçbir iz kalmasın. Ayaklarımı yıkıyorum; üstüne üstüne yürüdüğü, kaçmadığı bütün günahların kalıntılarından arınsın diye... "Suyu temizleyici, İslâm’ı da nur kılan Allah’a hamdolsun."(2)

Kalbimi nasıl parlatacağımı düşünüyorum sonra. Hiçbir deterjan işe yaramayacak muhakkak. Boynunu büküyor kalbim; “Rabbim! Meleklerin yıkasın her türlü kirimi, isimi, pasımı, lekemi...”

Kıbleye yöneliyorum, yönümü Allah’a dönüyorum. İki rekat namaz kılıyorum, ama bu sefer bir başka... Rabbime el açıyorum, dünyanın gevezesi olmuş dudaklarım bu kez Allah için konuşuyor:
“Rabbim! Bu Ramazan da temizlenemedim biliyorum, ‘Bayram temizliği’ne geç kalmış bir niyet benimki... Oysa Ramazan üzerimizdeki temizleme, arındırma nimetindi. Kur’an’la yeniden, tertemiz bir iman demekti. Oysa cennet kapıları açık, cehennem kapıları kapalıydı; şeytanlar bile zincire bağlanmıştı.(3) Oysa ‘Bu aya eriştiği halde günahları affedilmemiş olanın burnu sürtülsün’(4), “Bu ayın hayrından mahrum kalan butün hayrlardan mahrum kalmış gibidir.”(5) demişti Rasulün de... Niyet ettim Rabbim senin rızan için ‘bayram temizliği’ne... Bu ayın sonuna çıkmadan temizlenmek istiyorum, sonunda tertemiz bir bayram istiyorum. Bundan böyle titizlikle yaşamak, her uzvumu titizlikle senin rızan için kullanmak, bahşettiğin her nimete karşı titiz olmak istiyorum. Ramazan’da alıştığımız güzelliklerin peşini bırakmak istemiyorum. Ramazan gitse de izi benden gitmesin, o temizlik kokusu hep hissedilsin istiyorum. ‘Hatim’ derdiyle okusam da anlamadığım, anlasam da hayatıma koyarak tamamlayamadığım Kur’an hayat rehberim, yolumun meşalesi olsun istiyorum. Bizi bir ay boyu sahur vakti kaldırarak bize verdiğin gecelerimizi mü’mince bir düzene koyma mesajını alıp kıyamlarımı imsaktan önce ayağa kaldırmaya niyet ediyorum. Oruç gibi bir bilinçle, izin vermediğin, razı olmadığın hiçbir şeye el uzatmamaya niyetleniyorum. Niyet ettim Rabbim senin rızan için ‘bayram temizliği’ne... Son iftar vaktimin geri çevrilmeyecek dua(6)sı olsun: Rabbim! Temizlenmek istiyorum. Ve bayram sevincim temizlenmişliğimin sevinci olsun; üzerimdeki bayram coşkusu arınmışlığın mutluluğundan olsun istiyorum.”

...

İman edip imanının gereği olarak salih ameller işleyenlere gelince; -ki biz hiç kimseye gücünün üstünde bir vazife yüklemeyiz, işte onlar, cennet ehlidir. Orada onlar ebedî kalacaklar. Biz onların göğüslerinden her türlü kini çekip alırız. Altlarından ırmaklar akar ve derler ki: “Bizi buna ulaştıran Allah’a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet vermeseydi biz doğruya eremeyecektik. Andolsun Rabbimizin elçileri hak ile geldiler.” Onlara: “İşte bu, yaptıklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındığınız cennettir” diye seslenilecek. (Arâf Suresi/42-43)

...

(1) Buhari, Vudü 25; Müslim, Tahâret 8
(2) el-Ezkar, İmam-ı Nevevi, I, 89-94
(3) Müslim, Sıyam 2, (1079)

(4) Tirmizi, Daavat 110, (3539)
(5) Nesai
(6) İbni Mâce, Siyam 48



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....