Seni çiçeklerimle tanıştırayım mı? Muhtemelen bir gün çiçeklerini koparacağın,
dallarını kıracağın, topraklarını dökeceğin çiçekler... Olsun, dökebilirsin.
Ben de dökermişim, hatta toprağını yermişim bile, annem öyle anlatırdı. Ben
sana toprakla gönlünce oynayabileceğin serbest oyun alanları sunmazsam
istediğin kadar dökebilirsin saksılardaki toprakları.

Çiçekleri hep yakın periyotlarla, aşağı yukarı aynı zamanlarda suluyorum biliyor musun? Ve ne olursa olsun doğallığı bozulmasın diye vitamin, ilaç falan da vermedim hiç. An an büyüdüklerini gözlemek, gelişimlerini izlemek, kokularını hissetmek öyle güzel ki... سبحان الله. Allah’ı hatırlatıyorlar. Hele birinin usul usul kıbleye yönelişi var ki, yürek pır pır... Allah’ı anlatıyorlar. Kur’an okurken sesli okuyorum, dinlerken sesli... Onlar da dinlesinler diye. Bazen sesli kitap okuyorum onların yanında. Çünkü onların da duyduğuna, dinlediğine inanıyorum. Hatta geçen gün hafif şarkı, türkü içeren bir video açacaktım, onlar duymasınlar diye vazgeçtim. Doğal da olsa deterjan deterjandır, etkilenmesinler diye onların yakınına asmıyorum yıkadığım çamaşırları da... Açmak üzere olan tek bir tomurcuk, açıveren bir tanecik çiçek... öyle heyecanlandırıyor, öyle mutlu ediyor ki insanı... Bebek gibi bir mucizenin ellerinde büyümesinin gün gün şahidi olmak nasıldır kim bilir.

Çiçekleri hep yakın periyotlarla, aşağı yukarı aynı zamanlarda suluyorum biliyor musun? Ve ne olursa olsun doğallığı bozulmasın diye vitamin, ilaç falan da vermedim hiç. An an büyüdüklerini gözlemek, gelişimlerini izlemek, kokularını hissetmek öyle güzel ki... سبحان الله. Allah’ı hatırlatıyorlar. Hele birinin usul usul kıbleye yönelişi var ki, yürek pır pır... Allah’ı anlatıyorlar. Kur’an okurken sesli okuyorum, dinlerken sesli... Onlar da dinlesinler diye. Bazen sesli kitap okuyorum onların yanında. Çünkü onların da duyduğuna, dinlediğine inanıyorum. Hatta geçen gün hafif şarkı, türkü içeren bir video açacaktım, onlar duymasınlar diye vazgeçtim. Doğal da olsa deterjan deterjandır, etkilenmesinler diye onların yakınına asmıyorum yıkadığım çamaşırları da... Açmak üzere olan tek bir tomurcuk, açıveren bir tanecik çiçek... öyle heyecanlandırıyor, öyle mutlu ediyor ki insanı... Bebek gibi bir mucizenin ellerinde büyümesinin gün gün şahidi olmak nasıldır kim bilir.
Bütün bunları düşünüp dururken aslında seni düşünüyorum çocuğum. Çiçekler
böyleyken, seni nasıl hayran hayran izlerim, nasıl büyütürüm çiçek gibi...
Nasıl sakınırım ki seni her şeyden ve herkesten... Çiçekleri güneşten koruyorsun, soğuktan
koruyorsun, rüzgârdan ve susuzluktan koruyorsun; yetiyor. Ya seni? Alev alev
dört bir yan, tufan sokaklar... Hayâsızlık her yanda diz boyu... Şirk
yaygınlaşmış, küfür normalleşmiş. Medeniyetimiz yerle bir adeta. Nasıl korurum
seni? Hem çiçekler için bile herkes bir şey söylüyorken, “şunu yap, bunu yap”; senin
için neler neler söylenecek, neler neler konuşulacak, sana nasıl karışacaklar
kim bilir. Göreceğin, duyacağın, öğreneceğin her şeyi kontrol etmek isterken
ben, nasıl tahammül edeceğim, kaç kez hüsranla her şeye kızıp küseceğim, kaç
kez hiçbir şey yapamayıp çaresizce boyun bükeceğim kim bilir. Ama dünya burası...
Burada çiçekler bile sessiz sedasız kendi vazifesinde ama bütün nimetler önüne
serilen insan vazifesini yapmamakta ısrarcı. Oysa sen yalnızca vazifeni
yaptığın kadar, yani kul olabildiğin kadar kıymetlisin, bil. Ben sana yapmam
gerekenleri yaparak kendi vazifemin bir parçasını yaparım. Seni sevmek, sana
merhamet etmek; kulluğumdan bunlar da... Sen de kulluğunu yapacaksın. İyi bir
kul olacaksın. İyi bir evlat olmak da bu vazifenin bir parçası... Ama kuluz
demiştik, bilerek veya bilmeyerek yapacağımız hatalar için nasuh bir tövbe ile
Rabbimize yöneleceğiz demiştik, unutma.
Hayatta ve yanında olduğum sürece ben korurum seni, sana destek olurum. Ama ben her zaman yanında olmayacağım. Bu yüzden her koşulda mücadeleyi de öğretmeliyim sana... Ki sen adananlardansın, mücahid(e) olmaya adaysın. Ben her zaman yanında olmayacağım. Belki çoğu zaman vazifesini yapmayan kalabalıklar arasında kalacaksın. Rabbine yönel, kulluğuna dayan. Kuralları koyanın yalnızca Rabbin olduğunu bil ve senin kulluğunun herkesinkinden bağımsız olduğunu unutma. Davet noktasında sorumluluğumuz büyük evet, bunu daha sonra konuşacağız, ama ameller noktasında herkes kendi iradesiyle hareket eder, kendi seçimini kendi yapar ve günü geldiğinde sonucuna katlanır. Herkes elleriyle, amelleriyle yaptıklarını kazanır. Başka kullar ve onların yaptıkları seni aldatmasın. Hatta bazen ben ve benim yaptıklarım bile... Sen olması gerekeni hakikatin kendinden öğrenmeye bak. Ve yaptığın veya yapmadığın her şeyin bir hesabı olduğunu sakın unutma. Herkesin herkesten kaçacağı gün birbirimizden kaçmayalım diye bütün bu yazdıklarım, anlattıklarım. Ne söylüyorsam hepsi geleceği muhakkak olan o gün için...
İlk öğreneceğin şey kulluktu ya hani, öyle sözleşmiştik akabe heyecanıyla. İkinci maddemiz de hesap vereceğimiz, ahiret bilincimiz olsun.
********
"İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar." Abese Suresi/34-36

Hayatta ve yanında olduğum sürece ben korurum seni, sana destek olurum. Ama ben her zaman yanında olmayacağım. Bu yüzden her koşulda mücadeleyi de öğretmeliyim sana... Ki sen adananlardansın, mücahid(e) olmaya adaysın. Ben her zaman yanında olmayacağım. Belki çoğu zaman vazifesini yapmayan kalabalıklar arasında kalacaksın. Rabbine yönel, kulluğuna dayan. Kuralları koyanın yalnızca Rabbin olduğunu bil ve senin kulluğunun herkesinkinden bağımsız olduğunu unutma. Davet noktasında sorumluluğumuz büyük evet, bunu daha sonra konuşacağız, ama ameller noktasında herkes kendi iradesiyle hareket eder, kendi seçimini kendi yapar ve günü geldiğinde sonucuna katlanır. Herkes elleriyle, amelleriyle yaptıklarını kazanır. Başka kullar ve onların yaptıkları seni aldatmasın. Hatta bazen ben ve benim yaptıklarım bile... Sen olması gerekeni hakikatin kendinden öğrenmeye bak. Ve yaptığın veya yapmadığın her şeyin bir hesabı olduğunu sakın unutma. Herkesin herkesten kaçacağı gün birbirimizden kaçmayalım diye bütün bu yazdıklarım, anlattıklarım. Ne söylüyorsam hepsi geleceği muhakkak olan o gün için...
İlk öğreneceğin şey kulluktu ya hani, öyle sözleşmiştik akabe heyecanıyla. İkinci maddemiz de hesap vereceğimiz, ahiret bilincimiz olsun.
********
"İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar." Abese Suresi/34-36


Yorumlar
Yorum Gönder