Aylar öncesinden sesleniyorum sana çocuğum. Belki de yıllar... Bilmiyorum. Ama eğitimine geleceğini müjdeleyen o haberi bile almadan önce başladığıma inanıyorum. Ve şimdiden, attığım ve atacağım her adımın, verdiğim ve vereceğim her kararın seni de ilgilendirdiğine...
Henüz sahici bir hisle hissedemesem de seni, öyle bir nimetsin ki sen. Elhamdulillah. Öylece de mesuliyetsin, biliyorum. Omzumdaki yükünün ağırlığının farkındayım. Emanetsin. Kutsal bir emanetsin. Sen gelsen de gelmesen de, gelişin yakın da olsa uzak da, ben senin geleceğin evden, senden, geleceğinden sorumluyum şimdiden, biliyorum.
Rabbimiz bize nasıl bir yazgı yazmış, nasıl imtihanlar dilemiş bizim için, bilmiyorum. Ne okursam okuyayım, kitaplarda yazan olmayacak, biliyorum. Hiçbir seminerde anlatılmayacak, ajandalar dolusu maddeler sıralasam prensip diye, kural diye boşa olacak, ne planlarsam planlayayım hiçbiri tutmayacak, biliyorum. Ama senli günlere dair umutlarım dualarımdan. Her duam biraz da senin için, her umudum biraz biraz sen. Her hayalimin bir köşesi sen... Bu dünyada sana sorunsuz, şahane bir hayat yaşatmak değil derdim. Birlikte biriktireceğimiz salih amellerle, sabrederek ya da şükrederek geçeceğimiz imtihanlarla cennet köşklerine hazırlanalım isterim.
Nasıl ki henüz gelişinin haberini bile almadan Hanne’ye özeniyorsam, yapacağım her fedakârlığı da adananlardan olasın diye yapacağım. Dünyaya karşı koyuşum, dünyaya dair duruşum senin için çocuğum. Sen de karşı koyacaksın. İbrahimî, Muhammedî bir duruşun olacak; Meryem’ce adanışın... Kendi dünyanda oyalanmayacaksın, ne için yaratılmışsak, o vazifede hazır olacaksın her daim. Hata da yapacaksın, bilerek ya da bilmeyerek. İsterim ki hiç bitmese masumiyetin, ama kulsun sen. Ben de senden sorumlu kılınan kulum. Bazen beni müsamahakâr bulamazsan diye, özür diliyorum şimdiden. Benim de bir insan olduğumu, kul olduğumu ve seninle beraber imtihanda olduğumu, sınandığımı asla unutma. Bil ki, benim müsamaha gösteremediğim, belki sabredemediğim zamanlarda da öyle merhametli ki Rabbimiz, günlerini gecelerini sana feda edecek olan ben kıysam da O kıyamaz sana; yapman gereken şey nasuh bir tövbe... Ne olursa olsun, dünyanın hepimiz için bir imtihan yeri olduğunu ve asıl yurdumuzun ahiret olduğunu asla unutma. Evimizin tarzı, kurallarımız, yaşantımız, planlarımız, kararlarımız, örnek aldıklarımız, hedeflerimiz, tercihlerimiz, seçimlerimiz, prensiplerimiz... hep buna göre olmalı. Her şeyiyle içine içine çekecek seni dünya, biliyorum. Aldanmayacaksın, dünyalıklara baktığın açıyı sağlam tutacaksın. Beni yanında bulsan da bulamasan da sen hep O'na sığınacaksın. İlk öğrenmen gereken; O'na kul olduğunu unutmamak ve imtihanın boyunca, ne olursa olsun, hep O'na sığınmak...
Akabe’de gibi heyecanlıyım çocuğum. Akabe'de gibi, fazilet üzere sözleştik, yine buluşmak üzere...
****
Kadına, 'Çocuğunu hayr üzerinde yetiştir.' demeyeceğiz. Bilâkis kadına, 'Kendini hayr prensipleri üzerinde yetiştir ve çocuğuna örnek ol.' diyeceğiz. | Hasan el-Benna

Yorumlar
Yorum Gönder