Bir mü'mine genç kız... Topuklu ayakkabıyla, rujla, mini etekle özgürleşilmeyeceğini bilir. Kendini modern kriterlerle, Batı kıstasıyla yarıştırmaz. Trendlerle ilgilenmez, popüler kültüre takılmaz. Lükse dalmaz, indirimlere kanmaz. Moda dediklerine inanmaz, modayla aldanmaz. Tüketim çılgını olup alışveriş furyasına kapılmaz. Taksitlerin kölesi olmaz. Ona bakınca gördükleri süslenmiş bir ‘et pa rçası’ değildir; gün gelip ‘çürüyüp gidecek bir beden’den ibaret değildir. Tarzı duruşundadır, duruşudur. Parfümsüz de tertemiz kokar o. Ve fondötensiz de güzeldir. Yüzünün güzelliği makyajından değil; samimiyetindendir, tebessümüyledir. Kaşıyla da kirpiğiyle de doğaldır; Allah’ın yüzüne işlediği nakışı bozmamıştır. Hanımdır, efendidir, hanımefendidir; fıtratı bozulmamıştır. İnceliği ruhunda(n)dır. Asaleti erdeminde(n)dir. Temizdir, düzenlidir; giyimiyle, kuşamıyla, görünüşüyle örnektir ama ayna karşısında geçirecek saatleri de yoktur. “Elbisem ne renk olsa?”larla, “Bu buna uydu mu?”larla oy...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...