Ana içeriğe atla

Ve biliyorum, biz Allah'ın dinine yardım edersek O da bize yardım edecek!


Görüntünün olası içeriği: gece, açık hava ve su


Herkes değil, kimse anlamaz belki de bizi… Biz herkes gibi değiliz ki!


İtiraf ediyorum bak, itirafa da itiraza da cesaretim var benim. Allah için susmaya da konuşmaya da cesaretim var. Muhalifim ben. Düzene muhalifim. Sisteme muhalifim. Gücün elinde olduğu iddia edilenlere muhalifim. Dünyalık korkular uğruna onların kurallarına uymam ben asla! Korkup değerlerimi de davamı da satmam ben asla! 

...

Hep koşuyorum, sonra düşecek gibi oluyorum. Bir bakıyorum tutunabileceğim hiçbir şey yok. Takatim tükeniyor, gücüm yetmiyor. Yoruluyorum, kırılıyorum, bunalıyorum. Kaldıramıyorum bazen... ‘Güç onların elinde...’ diye öğretseler de ben kabullenemiyorum. Güç Allah’ın elinde değil miydi? Güç Allah'ın değil mi? Ben şeksiz şüphesiz inanıyorum... Ve biliyorum, biz Allah'ın dinine yardım edersek O da bize yardım edecek. Rabbimiz bize kurtuluş yolunu gösterecek. Güneş bir gün bizim için doğacak; günlerimize umut dolacak ve aydınlığına kavuşacak hayallerimiz. İçten tebessümlerle gülen gözlerimizde görülecek şükürlerimiz... Dünyalara sığmayan, ne denirse densin aldırmayan heyecanımız o gün zirveyi bulacak... İşte o gün, hep istediğimiz, arzu ettiğimiz bütün güzellikler yolunu bulacak... Basit, yavan bu diyarlar o gün Allah’ın nizamıyla şahlanacak. İslam’ın emrettiği yaşam tarzı her yerde hâkim olacak.

'Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize bir kurtuluş yolu göster!'

...

"O genç yiğitler mağaraya sığınmışlardı ve: 'Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize bir kurtuluş yolu göster!' demişlerdi." Kehf-10

"Mağarada onları yıllarca uyuttuk. Sonra iki gruptan hangisinin bekledikleri sonucu daha iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları kaldırdık." Kehf-11,12

"Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden genç yiğitlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık." Kehf-13

"Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: 'Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'nu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz. Şu bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan başka tanrılar edindiler.' Kehf-14,15

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....