
Doğduğumuz andan itibaren bütün olurları olmazları belirlendi hayatımızın. An be an programlandı çocukluğumuz; istilaya uğradı gençliğimiz, başkaları tarafından belirlendi bütün gerçeklerimiz. Bizden beklenenler, para edenler, itibar görenler... Onların kriterleri, onların değerleri, onların takdirleri, onların karneleri, onların notları, onların diplomaları... Hem de mesele bizim özgür(!) oluşumuzla ilgiliydi. Dört bir yanımızı çevreleyen, bütün hayatımızı kuşatan, aşamayacağımız sınırlar koydular; geçemeyeceğiz çizgiler çizdiler. Bir bir öldürdüler benliğimizin farklılıklarını. Hiç kalbimiz yokmuş gibi gördüler bizi, robotlaştırdılar. Ve Allah’ın bize yüklemediği yükleri de taşıtmaya kalktılar bize. Hakkı, hakikati öğretmeyenler bir de Allah’ın bizi koyduğu yere düşman ettiler bizi. Dünyalık ideallerle unutturdular bize ahireti. Kimse sorgulamadı, kimse sormadı, düşünmedi. Fıtratına meydan okurcasına koşanlar, 'yoruldum!' bile diyemedi. Birilerinin doğrularının, hayallerinin, ideallerinin kurbanı oldu hepsi.
...
Biz Allah'ın dinine yardım edersek O'nun da bize yardım edeceğini vadettiğini aklımızdan çıkarmadan son verelim bütün endişelere, kaygılara, korkulara... Çocuklarımızı okullara değil Allah’a adayalım. Dünya için ahiretlerini harcamayalım. Taşımaları gereken asıl yükü bırakıp başka başka yükler, ağır yükler yüklemeyelim omuzlarına. En iyi Rabbimiz tanır bizi; yaratılmışların fıtratını bozmayalım. Başkalarına bakmadan Allah’ın razı olacağı bir hayat yaşamaya bakalım biz.
Doktor, mimar, mühendis yetiştiren okullar bugün açılıyorsa da yenidünya düzeninin mimarlarını, çağın hastalıklarına şifa bulacak doktorları yetiştirecek okullar; evlerimiz... Topluma mâl olacak Kur’an ahlaklı nesiller okullarda değil evlerde başlar yetişmeye. Eğitim-Öğretim bugün başlamadı, evlerimizde zaten vardı, olmalıydı...
...
"Hani bir vakit, Lokman, oğluna öğüt vererek: "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür", demişti. "Yavrucuğum! Yaptığın iş iyilik veya kötülük, bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu senin karşına getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.
Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.
Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt." Lokman-13,16,17,18,19
Bir nefes oldu hakikaten. Şöyle prangaları parçalayıp özgürce yaşamaya ne çok ihtiyacımız var. Hayal edince bile insanın gönlü genişliyor.
YanıtlaSil