
Dışımız içimizi yansıtamayacaksa ve içimiz de dışımızı onaylamayacaksa susalım.
Ruhumuz dik, başımız dik, kalemimiz dimdik olmayacaksa susalım.
Eğilip bükülecekse, istikamet üzere dosdoğru olamayacaksa kalemimiz susalım.
Yazdıklarımız bu dünyanın oyunundan, eğlencesinden, süsünden öteye gidemeyecekse susalım.
Zulmü durduramasak da mazlumdan yana olmayacaksak susalım.
Hedefi çocukları bombalarına adres yapanlar olanlardan olamayacaksak susalım.
Kalemimiz ebede odaklanmayacaksa, Allah’a adanmayacaksa susalım.
Kalemimiz de an an ya nedametle ya şükürle secdeye kapanamayacaksa ama riyadan, gösterişten de uzak olmayacaksa susalım.
Halimiz, kalbimiz, derdimiz, fikrimiz, zikrimiz ve de kalemimiz bir olmayacaksa susalım.
Söylediğimiz ve söylemediğimiz, gizlediğimiz ve açıkladığımız, sustuğumuz ve konuştuğumuz aynı olmayacaksa susalım.
Mürekkep bizi iyi bilmeyecekse susalım.
Meryemce bir sükûta sarılıp susalım.
“Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler.” İsra-53
“Onlar ki, boş sözden ve faydasız işten yüz çevirirler.” Mü’minûn-3
“Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.” Meryem-26
Yorumlar
Yorum Gönder