Ana içeriğe atla

HACER (ra.)

Görüntünün olası içeriği: açık hava

Asıl kadındı Hacer, asil kadındı. Hacer’i Hacer yapan sabrıydı, taatiydi ve de her şeye rağmen takatiydi. Yalnız kadındı Hacer. Yalnızlardandı, gariplerdendi, kimsesizlerdendi; yine de isyan etmeyenlerdendi, vazgeçmeyenlerdendi. Vedanın, ayrılığın, hicretin, hasretin adeta bir başka adıydı Hacer. Gurbetteydi, uzaklardaydı; ama hep yakın olmaya en layık olana yakındı. Tahammülün de tevekkülün de be
nzersiz örnekliğiydi. Tüm duygularıyla imtihandı Hacer, imtihandaydı. Ve tüm duygularında sabırdı. Fedakârdı Hacer hem de cefakârdı. Lakin suskundu, konuşmazdı, isyansızdı, itirazsızdı; dert söylemezdi, şikayetlenmezdi; edecekse yalnız Allah’a ederdi arzını. Allah’ın emri ise sorgulamazdı. Allah’ın yazgısı her ne ise razıydı.
Ipıssız bir sahranın ortasında yapayalnız bırakıldı Hacer. Kırılsa da kızmadı, üzülse de küsmedi ve asla kin bilmedi. İtaat etti, say etti, hak etti; çölde bile zemzemini buldu Hacer.
İmanda zirveydi. Kurb anında en az İsmail kadar kurbandı Hacer. Elleriyle bıçağı İbrahim’e teslim ederken teslimiyetti. Bıçak İsmail’in boynuna değerken Hacer’in de yüreğine değdi, yine de tereddüt etmedi Hacer. İbrahim kadar ve İsmail kadar Hacer de teslimiyetteydi, itaatteydi. Her şeye rağmen telaşsızdı da Hacer. Çünkü İbrahim olmasa da duası vardı, İbrahim yokken de dualarıyla vardı. Ekinsiz bir vadiden mukaddes topraklar çıkaran İbrahim duasına emanetti. Allah’a da Allah’ın Halil’ine de itaat etti Hacer. Allah’ın Halil’ine sevgili oldu. İsmail’e anne oldu. Yetmedi; önce şehirlerin annesinin, Bekke beldesinin, sonra da insanlığın annesi oldu Hacer. Çağların, asırların, milyonların annesi oldu.
Ve asırlar boyu milyonlar o İbrahimî dua ile güvenli kılınmış beldeye; Hacer'e, İbrahim'e misafir oldular. Hacer olup, İbrahim olup...

Asırların ve milyonların izini sürdüğü Hacer’in izindeyiz.
İbrahim’ini özleyen, İsmail’ini bekleyen Hacer’iz.
Hasret duyduğumuz, muhtaç olduğumuz zemzemi hak etmek için Hacerce gayretlerdeyiz.

***

"İbrahim'in yolundan kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir." Bakara-130

"İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır..." Mümtehine-4

"Şunu da hatırlayın ki, bir vakit Rabbi, İbrahim'i bir takım kelimelerle imtihan etti. O, onları tamamlayınca Rabbi: 'Ben seni bütün insanlara önder yapacağım.' buyurdu. İbrahim: 'Rabbim zürriyetimden de yap' dedi." Bakara-124

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....