Ana içeriğe atla

Bayram mûbarek olsun!

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi


Bayram mûbarek olsun!

Bu ümmetin çocukları... Çeçenistan’dan Hasan, Afganistan’dan Abdullah, Filistin’den Ömer, Suriye’den Muhammed, Türkiye’den Mehmed... Ümmetin şeker-çikolata göremeyenleri, bayramlık bilmeyenleri... Bu bayram (da) babasına sarılamayanları... Bayramınız mûbarek olsun.
Kudüs’ün evlatları, Doğu Türkistan’ın mazlumları, Kara kıtanın kara çocukları... Bayramınız mûbarek olsun. 
Ümmetin evsizleri, sahipsizleri, yetimleri... Ziyaret edecek akrabası kalmayanları... Tatlı, börek yapamayanları... Karnı doymayanları... Bayramınız mûbarek olsun.
Ümmetin ağlayanları, silah sesleriyle uyananları, bombalara alışanları... Adı ‘mülteci’ kalanları... Umursanmayanları... Bayramınız mûbarek olsun.
Ya da yol gözleyenleri, ‘bir gelen’ bekleyenleri... Kalabalık bayramlara hasret kalanları, kapısı aralanmayanları... Bayramda da kimsesiz olanları, hatırlanmayanları... Bayramınız mûbarek olsun.

Ve Türkiye... Bayramın mûbarek olsun!
Sen dünya hayatına teslim olmuşken birileri sevdiklerini Allah için terk ediyor; işini, gücünü, her şeyini Allah yolunda feda edebiliyor. Sen rahat rahat bayram yapasın; bayramın mûbarek olsun.
Adaletsizlikler yaygınlaşmış, fesat almış başını gidiyorken; zulüm coğrafyalar geziyor ve kimseciklerin de sesi çıkmıyorken senin bayramın mûbarek olsun.
Müslüman kardeşlerin ölürken/öldürülürken sen dizilerinle, filmlerinle, gündemin olan türlü türlü morfinlerinle oyalanıyor olsan da bayramın mûbarek olsun.
Bombardımanlar durulmasa da, cümle gözyaşları son bulmasa da; acılar sana uğramadıktan sonra bayramın mûbarek olsun.
Sen yalnızca dünyalıklar için ağlayıp gülerek konfor içinde yaşarken kardeşlerin yakılıp yıkılan evlerinin enkazında yaşama tutunmaya çalışıyor; bayramın mûbarek olsun.
Sen sahip olduklarına rağmen kıymet bilmiyorken ümmetin düşkünleri, ezilenleri; annesizleri, yetimleri senden çok hamd-şükür biliyor olsa da senin bayramın mûbarek olsun.
Bir bayram daha zaferi müjdeleyemesen de Suriye’ye... İzzetli bir fetihle giremesen de Beyt'ül Makdis'e... Sahip çıkamasan da Kâbe’ye... Derin uykularından uyanamasan da ve hâlâ batının vicdanına bakıyor olsan da bayramın mûbarek olsun.
Ve çok yakınındaki bayram gelmeyen evlerden bihaber de olsan bayramın mûbarek olsun.

Bayramın mûbarek olsun Türkiye! Sevdiklerine sarılıp bayramlaşırken dualarında İslam âlemiyle kucaklaşmayı unutma. Akrabalarınla dertleşip, halleşirken hiç olmazsa dualarında da ümmetle helalleşmeyi unutma. Ağız tadıyla bayram yap yine; ama arada bir de mü’min kardeşlerinin derdiyle dertlenmeyi unutma. Yine ye tatlını, yudumla çayını; ama şükretmeyi ve kendin için istediğini mazlum diyarlardaki kardeşlerin için de istemen gerektiğini unutma. Her şeye rağmen bayram mûbarek olsun!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....