
Ve bitti...
Bir hayat daha bitti.
Rahman Nizami için bu dünya bitti;
ölüm sırası bir kişi daha yaklaştı bize...
Sona değil başlangıca bir adım daha... Ölerek dirilmeye bir adım daha... Dirilişe bir adım...
Bir kişi daha yaklaştı sıra bize
ve bir kez daha, sahip çıkamayışımız, zulme karşı duramayışımız bir eksi daha kondurdu hanemize.
Biz yaşayamadığımız sistemimizle, hayalimizde bile yaşatamadığımız düzenimizle zalimin eline, emrine bakar olmuş mü’minler... Namertten merhamet bekler olmuş bizler...
Bizim müslümanlığımız yalnızca yaşantıya bir türlü dökülememiş bir düşünce... Bizim Müslümanlığımız bazen tekrarlanıp duran birkaç hece, bazen çoğu zaman geçiştiriliveren bir iki secde...
Biz kendimize gelmedikçe bu ümmet daha nice savrulmuşluklar yaşayacak. Biz ses çıkarmadıkça daha nice darağaçları kurulacak. Biz göz yumdukça daha nice esaretler yaşanacak. Biz engel olmadıkça Ege’de daha nice Aylan’lar boğulacak. Biz dik durmadıkça Ortadoğu yine bombalanacak, çocuklar yine bomba sesleriyle uyanacak, oyununu bombalar arasında oynamaya alışacak. Biz kıyama kalkmadıkça bu zillet bitmeyecek, bu kıyımlar son bulmayacak. Biz ayağa kalkmadıkça kimse elimizden tutup bizi kaldırmayacak. Biz iradelerimize bile söz geçiremedikçe bütün isyanlar sözde kalacak. Biz duanın bile acizi oldukça hiçbir şey değişmeyecek. Yetmeyecek, bitmeyecek; zalimler yollarından dönmeyecek, Firavunlar vazgeçmeyecek...
Ve bir gün nedametlerimizle baş başa kaldığımızda biz, her şey için çok geç olacak; o gün hesap çetin olacak, hiçbir pişmanlık hiçbir şeye kefaret olmayacak.
...
Yine eksiliyoruz Rabbim! ...
En yüreklilerimizi alıyorlar yine bizden.
Yine en yiğitlerimize geliyor şehadet... Onlar şehit oluyor, bizse şahit…
Sözü geçer mi bizim şahitliğimizin bilmiyoruz, tıpkı ne yapacağımızı bilmediğimiz gibi; ne yapmamız gerektiğini bilmediğimiz gibi…
Onlar şehit oluyor, biz şahitliğimizle kalıyoruz.
Biz yine şahitliğimizle kalıyoruz Rabbim!
Gidenlerin ardından bakıyor, gıyabi namazlar kılıyoruz. Üç beş dua edip, birkaç isyan cümleciği kuruyoruz, sonra yine susuyoruz.
Susuyoruz, zaten söyleyecek çok bir şeyimiz de kalmadı;
yiğit adamlar söylenecek sözleri de söyleyip öyle gittiler.
“Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah’tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz. Batılın tüm tuzaklarına ilim yoluyla cevap vereceksiniz. Kadınlarımızın yetiştirilmesine ve ahlâk yoluna önem vereceksiniz. Cemaat-i İslami’de asla bir lider problemi yaşanmayacaktır. Durum ne kadar kötü olursa, o kadar iyi ve kaliteli liderler yetişecektir. Ben yaşlandım. Rabbim her an canımı alabilir. Ben şehit olarak Allah’ın huzuruna gitmek istiyorum. Benim şehadetim ile beraber değişim başlayacaktır. Halkım ve dünya Müslümanlarından dua istiyorum. Eğer dünyada bir daha görüşemezsek, cennette görüşeceğimizi ümit ediyorum inşallah."
Bizi affet Allah’ım... Bizi affet...
Arkalarından söyleyecek sözümüz yok,
yüreğimiz kaldırmıyor artık söz söylemeyi, susuyoruz.
Bizi affet...
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.
Yorumlar
Yorum Gönder