Ana içeriğe atla

Mevzii terk edilmeyecek!



Otomatik alternatif metin yok.

İlk yenilgimizi Uhud’da almıştık biz. Savaşta, Medine yakınlarında, Uhud dağı’nda mevziisini terk eden okçularla yenilgiye uğramıştık. Peygamberimiz, önderimiz; İslam peygamberi yara almıştı. En heybetlilerimizden şehitler de vermiştik; Allah’ın Aslanı Hamza şehit edilmişti.


Belli ki yine savaştayız. Kıyamet henüz gelmediğine göre ve kıyamet gelmeden bitmeyecek hak-batıl mücadelesi bugün de sürdüğüne göre, savaştayız. Tarafımızı seçip, safımızı belirledikten sonra, Hakk’ın tarafında olmaya karar verdikten sonra, mevziimizi terk etmeyeceğiz. Çünkü mevziimizi terk edersek yeni yeni Uhud’lar kaybedeceğiz.

Belki Hudeybiye’ler yaşanacak. Taif’ler kuşatılacak, kuşatılacak; sonuç alınamayacak. Mute’de kaybedilecek. Ama yine de vazgeçilmeyecek; mevzii terk edilmeyecek. Nihayetinde Mekke fethedilecek. Mevzii terk edilmeyecek ve Tebük ‘sefer’ken ‘zafer’ olacak.

Safımız 14 asır evvel belli oldu ama duracağımız yeri çok öncesinden verdiğimiz ahitle çoktan seçmiştik biz. Bu yolda olacağız, bu uğurda çalışacağız, durmadan koşacağız, savaşsa savaşacağız. Ama savaşta bile ‘biz’iz biz; ahlak bileceğiz, onlara asla benzemeyeceğiz.
Onlar bizi birbirimize kırdıracaklar, gruplara-fırkalara ayıracaklar, belki en sevdiklerimizi bizden alacaklar; biz oyuna gelmeyeceğiz.
İfsadı yaygınlaştırmaya, bozgunculuk çıkarmaya devam edecekler; biz boyun eğmeyeceğiz.
Canımızı yakacaklar, ümidimizi kaybettirecekler; vazgeçmeyeceğiz.
Öfkemizi uyandıracaklar, nefretimizi canlandıracaklar, damarımıza basacaklar, en zayıflarımızı kışkırtacaklar, an olacak hüzünlendirecekler; enerjimizi kaybetmeyeceğiz.
Yaşadığımız topraklarda karışıklık çıkaracaklar, coğrafyalarımızı zillete düşürecekler; biz asla razı olmayacağız.
Hainlerle, ihanetlerle, kâfirlerle, münafıklarla, türlü türlü tuzaklarla sınanacağız ama yolumuzdan dönmeyeceğiz.
Düşsek de kalkacağız ve nihayetinde düşmeden koşmayı öğreneceğiz.
Yasımız tembellik olamaz bizim; olmayacak ve biz konuşup konuşup susanlardan da olmayacağız.
Kıyama duracağız, duaya duracağız ama asla boş durmayacağız. Kaybedecek vaktimiz yok; oyalanmayacağız.
Daha çok gayrete, daha çok çalışmaya, daha hızlı koşmaya ihtiyacımız var; yapmamız gerekenleri boşvermeyeceğiz, ertelemeyeceğiz.
Hep akledeceğiz, hep aklımızı kullanacağız; nebevî örnekliği olmayan yöneticilerden de muhalafetten de uzak olacağız.
Hesapların üzerindedir Rabbimizin hesabı; biz hesap yapmayacağız.
Tuzak kuranların en hayırlısıdır bizim Rabbimiz ve onların tuzaklarını boşa çıkaracak olandır; biz tuzak kurmayacağız.
Öleceksek de, izzetli ölümlerle öleceğiz biz. Ölünecekse en güzel biz öleceğiz. Yolda olacağız ve yolda öleceğiz. Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz. Korkmayacağız.
Mevziimizi terk edemeyiz, mevziimizi terk etmeyeceğiz.

...

Yasımız tembellik olamaz bizim; olmayacak ve biz konuşup konuşup susanlardan da olmayacağız.
Kıyama duracağız, duaya duracağız ama asla boş durmayacağız. Kaybedecek vaktimiz yok; oyalanmayacağız. Daha çok gayrete, daha çok çalışmaya, daha hızlı koşmaya ihtiyacımız var; yapmamız gerekenleri boşvermeyeceğiz ve ertelemeyeceğiz.
Ertelemeyeceğiz bile!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....