Ana içeriğe atla

Ama zulüm asla nihai kazanan olmayacak!




Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, yazı

İstanbul'da bombalar patlıyor
Hama’da bombalar patlıyor
Bağdat’ta, Tahran'da, Şam’da, Lahor'da, Beyrut’ta, Halep’te bombalar patlıyor
Ortadoğu yanıyor!
Ankara’da insanlar ölüyor, öldürülüyor
Sur’da insanlar ölüyor, öldürülüyor
Silopi’de, Cizre’de, Nusaybin’de insanlar ölüyor, öldürülüyor
Bombalar, mayınlar, silahlar, tanklar, tüfekler, hendekler...
Güneydoğu yanıyor!
Felluce, Erbil, Halep, Tebriz, Yemen yanıyor!
Türkiye’de, Suriye’de, Mısır’da, Pakistan'da, Myanmar'da, Filistin’de, Patani'de, Nepal'de insanlar ölüyor; kadınlar, çocuklar, siviller, masumlar ölüyor!
Masumlar ölüyor! Müslümanlar ölüyor! Müslüman halklar yanıyor!
Washington, Moskova, Tokyo, Londra, Newyork, Paris rahat rahat uyuyor!
Arabistan rahat rahat uyuyor! Dubai rahat... Katar rahat...

İngiltere, Amerika, Rusya, Fransa operasyona devam ediyor!
İslam toprakları yanıyor! Kalanı uyuyor!

Biz kurtulmanın planlarını yapmak yerine sadece korksak da; vahşeti durdurmaya davranmasak da...
Zalimin değiştiğini ama zulmün hep aynı olduğunu; âlem-i zulümatın bir olduğunu ve zulümatlarının coğrafyalar gezdiğini öğrenemesek de...
Kirli siyasetlere, sefil stratejilere, müttefik yöneticilere, kukla zihniyetlere, alçak menfaatlere göz yumsak da...
Biz yine umursamasak da; kör, sağır, duyarsız olsak da...
Hiçbir zaman yapmamız gerekeni yapamasak da; birlik olamasak da, öfkemizi ayaklandırıp zulme karşı koyamasak da...
Kurtuluşun ezilen halkların kendi ellerinden olacağının farkına varamasak da ve oturduğumuz yerden bir kurtarıcı beklemeyi bırakmasak da...
Hâlâ demokrasi savunucularından ve sözde demokrasilerinden, küfür sistemlerinden medet umuyor olsak da...
Hallerimizle, tepki(sizliği)mizle zulmedenden yana(ymış gibi) görünsek de...
Yine, sadece lanet okuyup, ‘kahrolsun!’lar haykırıp sussak da...
Nihai kazanan zulüm olmayacak!
Biz durduramadığımız ölümlerimizin ardından bakıp, slogan atıp bir sayfayı daha kapasak da zulüm kazanmayacak!
Bazılarımız yine ölecek belki... Kalanlarımız yine slogan atacak; hiçbir şey yapamayıp teröre ve yandaşlarına lanet okuyacak, emperyalistleri suçlayacak, terörü suçlayacak; nihayetinde yine susup unutacak...
Ama zulüm asla nihai kazanan olmayacak!
Hak gelir, batıl zail olur!
Hak gelecek, batıl zail olacak!

Hesap gününe imanımız tam.
Hesap gününün yaratıcısına, sahibine imanımız tam.

Allah’ın laneti zulmedenlerin üzerinedir.
Allah’ın laneti teröre destek verenlerin üzerinedir.
Allah’ın laneti emperyalistlerin ve müttefiklerinin üzerinedir.
Ve biz Allah'tan geldik; yine O'na döneriz. Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz.

"Sakın Allah'ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma; fakat, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı dehşetli bir güne ertelemektedir." [İbrahim/42]

“Size ne oluyor ki, Allah yolunda, “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli, bir koruyucu gönder; bize katından bir yardımcı yolla” diyen zayıf bırakılmış erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?” [Nisa/75]

“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve birbirinizle dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne çıkar ve büyük bir bozgunculuk, fesat olur.” [Enfal/73]

“İnsanlar zâlimi ve zulmünü görüp de onu zulümden el çektirmezlerse Allah’ın onların hepsinin başına bir ceza indirmesi çok yakındır.” [Ebû Dâvûd, Fiten: 1; Tirmizi, 2168]

...

Sabır, güç, direnç, mücadele, azim, uyanış, diriliş, direniş, birlik; hidayet, hakkaniyet, dirayet, feraset, basiret, metanet, hamaset, istikamet, selamet...
Allahumme Amin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....