Ana içeriğe atla

DEVRİM

Fotoğraf açıklaması yok.

‘DEVRİM’İN BİZCESİ


Devrim dedikleri başkaldırı bizde... 
Allah’ın sisteminden başkasına, O’nun düzeninden gayrısına başkaldırı...
Çağın aldanışlarına, bütün kandırmacalarına, tüm –izm’lere başkaldırı...
Batılılaşmalara, dünyevileşmelere, moderniteye başkaldırı...

Devrim ayağa kalkmak bizde...
Kıyama kalkmak devrim... Düştükçe kalkmak, hep Allah’a tutunmak...
Her gün en az beş defa dimdik olup O’na yönelip kıyamda durmak bizde devrim...
Sadece O’na boyun eğmek, sadece O’nun önünde eğilmek, sadece O’na boyun bükmek...

Devrim isyan bizde...
Şirke isyan, küfre isyan!
Zalimlere isyan, zulümlere isyan!
Haksızlıklara, adaletsizliklere isyan!

Karşı çıkmak demek bizde devrim...
Hayâsızlıklara, ahlaksızlıklara, günahlara...
O’nun haram kıldıklarına, yasakladıklarına...

Devrim direnmek bizde...
Allah’tan başkasından korkmadan direnmek...
Çağlara direnmek... Yıllara, yüzyıllara direnmek...
Bazen 1000 yıldan 50 yıl eksik bazen de 14 asır direnmek...
Allah’ın hükmü için, Allah’ın hükmünün hâkimiyeti için direnmek...

Devrim mücadele demek bizde...
Sabırla, inançla ve azimle...
Kötülerle, kötülüklerle mücadele demek...
Nefisle mücadele, tembellikle mücadele, acizliklerle mücadele...

Devrim inat bizde...
Nefse inat ve Allah’a itaat...
Hiçbir şeyi umursamadan Allah’a itaat...
Özgürlük, egemenlik yalanlarına inanmadan Allah’a itaat...

Devrim haykırmak bizde...
Tüm caddelere, tüm sokaklara Hakk’ı haykırmak...
Her yerde “Tek-bir!” diye haykırmak ve herkese Hakk’ı anlatmak...

Devrim adanmak bizde...
O’nun boyasıyla boyanmak ve O’nun yoluna adanmak...
Adanmak ve O’nun yolunun zaferi uğrunda şehadete özlem duyarak yaşamak...
Köle olmamak hayata, kul olmamak dünyaya ve Allah’a adanmak...
Dünyaya ayak uydurmamak ve sapasağlam bir imanla tertemiz kalmak...
Sahte kriterlere aldırmadan; diplomaya, makama, mevkiye, zenginliğe, şöhrete kanmadan adanmak...
O’nun yolunu adımlarken ayağımıza dolananlara; tüm zincirlere, prangalara meydan okuyup yoluna adanmak...

Devrim değişim bizde...
Değişmek ve değiştirmek, düzeltmek... Önce kendimizi, sonra çevremizi...
Tek bir kitapla değişmek... Ayet ayet değişmek ve hadis hadis işlenmek...
Fertten topluma, aileden nesle; Hira’dan Darülerkam’a değişmek ve Yesrib’ten Medine’ye yenilenmek...

Devrim dirilmek bizde...
Dirilmek ve diriltmek; diriltmek üzere dirilmek...
Filizlenecek; yeşerecek ve yeşertecek bir tohum bırakmak...

Devrim öncelik bizde...
Tüm yapılması gerekenleri O’nun arkasına koymak...
Yönümüzü O’na dönmek, yüreğimizi O’na ayarlamak... Yüreğimiz O’na ayarlı yaşamak...

Devrim eylem bizde...
Hem eylem hem amel... İhlasla yapılan bir amel...
İçten tövbe, samimi secde, kalbî dua, damla damla gözyaşı...

Devrim aydınlık bizde...
Gecelerimizin namazlarla, sahurlarla aydınlığı...
Alnımızın secdelerle, yüzümüzün abdestlerle aydınlığı... Kabirlerimizin dualarla aydınlığı...

Devrim hicret demek bizde
ve kardeşlik demek...
Mekke’den Medine’ye, kabilecilikten ümmete...
Mekkeliden muhacire, Medineliden ensara...

İlkeli olmak demek bizde devrim...
Şüphe bilmeden, tereddüt etmeden; eğmeden bükmeden inanmak...
İnanarak yaşamak ve inandığını yaşamak...
Takva demek, vakar demek, izzet demek, şahsiyet demek...
En iyi olmaya çalışmak, iyiliklere koşmak, hayırlarda yarışmak...
Mazlumun elinden tutmak, mustazafa el uzatmak...
Şefkat etmek, merhamet etmek, umut etmek...
Adil düzeni düşlemek...
Cenneti özlemek...
Ve hepsi için dua etmek...

Denizlerden; ‘Kızıldeniz’lerden bugüne devrim...
Orta Doğu çocukları için devrim...
Tüm ezilenler için devrim...
Hak için devrim...
Tek yol devrim...

Tek yol bizde devrim!
Ve ‘sürekli bir devrim’ bizimkisi, bıkmadan usanmadan, asla korkmadan, hep en başından, her gün yeniden, gönülden, ilk günki gibi tazecik ve tertemiz bir imanla...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....