
Benim tesettürüm de ‘süs’ nedir biliyor ve beğenilmenin nasıl nefse hoş geldiğinin, insanın nasıl hoşuna gittiğinin farkında. Benim tesettürüm de her gün karşı karşıya kalıyor modanın dayatmalarıyla. Bütün filmleri izledi, bütün reklamları gördü, tüm bilbordlardan haberi var. Kurtarılmış, özgür batılı kadın ile de tanıştı çoktandır. Güzellik arzusunun makyajladığı, kapitalist sistemin cicileyip bicilediği, suni kozmetiklerin güzelleştirdiği; toplumda değer verilen, saygı gören kadın tipini tanıyalı da çok oldu. Hem de hep aynı sokaklarda yürüyor onunla, hep aynı yerlerden geçiyor. Benim tesettürüm de özgürlük vaad eden sistemlerin içinde ve bütün kariyer fırsatlarıyla yüz yüze...
Benim tesettürüm sözde Müslüman anlayışların kadını ikinci plana iten, toplum dışında bırakan davranışlarını da biliyor. Kadını cahil bırakanların ve erkeğe köle yapmaya çalışanların da farkında... Kadının bir meta gibi ‘yalnızca kullanıldığı’ ve insani değerinin hiçe sayıldığı ortamların, diyarların farkında...
Benim tesettürüm eve kapatılıp hiçleştirilen kendisiyle istişare bile edilmeyen kadının da toplum içinde obje haline getirilen ve sömürülen kadının da farkında...
Kadının anneliğinin kıymetinin de farkında... Nesilleri etkileyecek eğitimi çocuklarına korumakla yükümlü olduğu evinde kendisinin vermek zorunda olduğunu biliyor. Sanattan da edebiyattan da, fizikten de kimyadan da anlayan; ilim tahsilinde ‘diğerleriyle’ yarışan bir kimlik olmanın gerekliliğine de inanıyor. Bütün bunların farkında ve üçüncü bir yol arıyor benim tesettürüm.
Altınlı, ipekli kumaşlardan, pahalı kozmetiklerden, şatafatlı mekânlardan uzak benim tesettürüm.
Ölçüsüz örtülerden, özensiz hallerden; anlamını mealini ve en önemlisi sevgisini terk etmiş örtünmelerden uzak benim tesettürüm.
Hem örtünen hem de modaya uyanlardan uzak; tesettürü modaya uyduran modacılardan da uzak benim tesettürüm.
Süslenerek topluma karışan örtülü kadından da örtüsüz kadından da uzak benim tesettürüm.
Örtüsü ile cinselliğe davet edenlerden de uzak benim tesettürüm.
Yalnızca ‘kabuk’tan ibaret bir ‘örtü’ olmaktan da uzak benim tesettürüm.
Batının kapak güzelleriyle, güzellik yarışmalarıyla kendi toplumuna dayattığı kriterlerden de ölçülerden de uzak benim tesettürüm.
Laboratuvardan evine dönemeyen batılı kadından da evinden dışarı çıkamayan geleneksel kadından da uzak benim tesettürüm.
Sümeyye’nin şehitliğine, Hatice’nin tüccarlığına, Aişe’nin aksiyonerliğine ve Fatıma’nın anneliğine talip benim tesettürüm.
Görüldüğünde Allah’ı hatırlatanlardan olmaya, İslam'ın bayrak taşıyıcılığını yapmaya talip benim tesettürüm.
‘Örtüsüne bürünen’e “Kalk ve Uyar!” diyen Rabbe iman etti ve kalkıp uyarmaya talip benim tesettürüm.
...
Toplum içinde kılık kıyafetimle değil de sözlerimle, fikirlerimle, hal ve hareketlerimle var olmama olanak sağlayan örtümle gurur duyuyorum.
İyi vasıflarımı, kişilik özelliklerimi kıyafetimin gölgesinde kalmaktan kurtaran örtümle bir kez daha gurur duyuyorum.
Bana dönen bakışlara set olan örtümle bir kez daha gurur duyuyorum.
Birilerinin saplantılarından beni koruyan ve cinsel bir obje olmaktan öteye götürüp ‘birey’ kılan örtüme bir kez daha sarılıyorum.
Ve örtüme Allah’a savaş açanlara karşı safımı belirlediği için, tarafımı belli ettiği için daha bir sıkı; sımsıkı sarılıyorum.
...
18.01.2016, 21 suları.
Ve ben sadece yürüyorum.
Bir kadın dil uzatıyor tesettürüme. Kafamı çevirip bakıyorum, göz göze geliyoruz. Tekrarlıyor kadın söylediğini, peşine hakaret dolu bir cümle daha ekliyor.
Ben sadece yürüyorum.
Cevap verecek oluyorum, vazgeçiyorum.
"Beni o bildiğin örtülülerden sanma!" diyesim geliyor, demiyorum.
Allah'a sığınıyorum, yürümeye devam ediyorum.
Örtüme şükrediyorum. Tesettürümü düşünüyorum. Tesettürü irdeliyorum.
...
Elhamdülillahi Rabbi'l-âlemîn.
Yorumlar
Yorum Gönder