Ana içeriğe atla

Andolsun!

Fotoğraf açıklaması yok.

Andolsun kaleme! Andolsun kelâma! Andolsun geceye!

Ve andolsun hepsinin sahibine! Andolsun hepsinin rabbine!

Kaçmak istediğim insanlar var; kurtulmak istediğim ortamlar var. 
Terk etmek istediğim mekânlar, varmak istediğim diyarlar, katılmak istediğim kervanlar, adımlamak istediğim yollar ve birleştirmek istediğim coğrafyalar var.

Hafifletmek istediğim yükler, paylaşmak istediğim sorumluluklar, anılmak istediğim hayırlar var.

Sarıp sarmalamak istediğim mazlumlar, başını okşamak istediğim yetimler, saçını örmek istediğim öksüzler ve elinden tutmak istediğim boynu bükükler var.

Yıkmak istediğim tabular, kırmak istediğim putlar, yok etmek istediğim korkular var.
Taraf olmak istediğim Habiller, karşı çıkmak istediğim Lehebler, taşlamak istediğim zalimler, sonu olmak istediğim hainler var. Durdurmak istediğim zulümler, korkutmak istediğim küffarlar var.

Çıkmak istediğim meydanlar, duyurmak istediğim sesler, haykırmak istediğim gerçekler
ve anlatmak istediğim doğrular, düzeltmek istediğim yanlışlar var.

Söylemek istediğim türküler, herkese dinletmek istediğim marşlar, hayata geçirmek istediğim sloganlar, yaşamak istediğim sahici hayatlar ve sahip olmak istediğim sahih ölümler var.

Karalamak istediğim satırlar, aydınlatmak istediğim karanlıklar, sarsmak istediğim ‘oku!’yuşlar var.
Açmak istediğim gözler, bozmak istediğim sessizlikler, kıyama kaldırmak istediğim oturuşlar ve uyandırmak istediğim uyuyanlar var!

Yetişmek istediğim iyiler ve tamamlamak istediğim iyilikler var.
Söndürmek istediğim yangınlar, vesile olmak istediğim hidayetler var.

Kenetlenmek istediğim mü'minler, saf tutmak istediğim cepheler, sarılmak istediğim namlular
ve akıtmak istediğim kan var; en çok kendi damarımda!

Anmak istediğim Bedirler, kazmak istediğim Hendekler, hatırlatmak istediğim Hayberler, karşılamak istediğim fetihler ve kavuşmak istediğim bir izzet var. Duymak istediğim gür tekbirler, dalgalansın istediğim bir sancak var.

Bulunmak istediğim beytler, selamlamak istediğim mescidler, “âmin!” demek istediğim dualar, “âmin!”inde olmak istediğim kullar var.

Dualarım var. Dualadıklarım var.
Asiye’ce bir dik duruş, Sümeyye’ce bir cesaret, Hanne’ce bir adayış, Meryem’ce bir iffet, Hacer’ce bir teslimiyet, Hatice’ce bir hayr, Aişe’ce bir yürek, Fatıma’ca bir ahlâk...

Andolsun!
İsyan, kavga, kıyam, direniş, diriliş...
Selam, esenlik, huzur, barış...

Andolsun!
Düşlediğim düzen var.
Özlediğim cennet var.

Şahidçe bir yaşamın sonuysa şehadet...
Yaşamak istediğim bir yaşam ve kavuşmak istediğim bir ölüm var.
Şahidçe bir yaşam ve şehidçe bir ölüm!

Ve hepsinden sonra almak istediğim bir selâm var.

“Onlara Rahim olan Rabb'den selâm vardır.” Yâsin/58

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....