Ana içeriğe atla

ODTÜ - 24 Aralık / Sunumum

Fotoğraf açıklaması yok.

Daha önce sınıfta/ders ortamında yaşanan pek çok olay sonrası, belki içimden Furkan/63'ü tekrar ede ede sustuğum, "A'la/9'dan Rabbim bu susuşlar" dediğim zamanlarda, belki de derste bir şeyler konuşma söyleme ortamımın pek olmadığı, ders boyu zar zor cool kalıp/cool görünüp dersten ağlayarak çıktığım zamanlarda pek çok defa "Bugün hayatımın ODTÜ kısmının en unutamayacağım, en korkunç günü olmuştur
" dediğim zamanlar oldu. Bugünki ortamı o şekilde değerlendirecek olsam "Hepsinin finali bu olmalı..." derdim. Ama bugün öğrendim ki; hep dahası, daha fazlası mevcut, mevcutmuş yani. Net bir şekilde gördüm ki, küfürde sınır yok, küffarların kendilerini limitleyecekleri bir çizgileri yok. Tam da -sözde- mücadele(!)den bıkıp "Yunus as. duruşuna meyyalim şu sıra" dediğimin ertesi... Böyle olunca, "Ne gördün ki Merve sen!? Ne yaşadın? Mücadele mi verdin gerçekten? Mücadele miymiş gör bakalım?..." dedi Rabbim, öyle "oku"dum ben.

Sıradan bir Çarşambaydı aslında, sol müdavimi grupların azim dolu çalışmalarına şahitlik ederek, haftalık/günlük bildirilerini okuyarak kahvaltımızı yaptık. 'History of Political Thought' dersine gidiyoruz; kulakta bir nasheed Allah bilir ne cihadlardayız nerelerde zaferler alıyoruz. Bir yandan "Farkında mısın Merve, zulme kendi ayaklarınla gidiyorsun?" düşüncesiyle diğer yandan da "Neyse bitiyor, kurtuluyorum inşallah, son ders işte..." tesellisinde bir rahatlıkla...
Sunum? Bir öğrencinin sunumu vardı evet...
Konu: Siyasal İslam ve Yeni Türkiye.
Ürkütücü bir başlık biraz ama yine de farkında değiliz henüz.
"Amacım kimseye saldırmak, kimsenin dini inancına laf söylemek saygısızlık etmek değil onu baştan belirteyim..." diye başlıyor arkadaş.
İnsan hakları evrensel bildirgesi - Kur'an arası farklar...
(Keşfettim ki http://www.uludagsozluk.com/k/kuran-ile-insan-hakları-evrensel-bildirgesi-farkı/ adresinden alınmış. )

Senaryolar... Gel-gitler...
Çıksam gitsem? Çıkmak için izin istesem?
- Olmaz, kaçtı derler.
Sussam dinlesem?
- Olmaz Merve, Furkan/63 uymuyor buraya, dilsiz şeytanlık, aman...
Konuşsam?
- Ama çözüm olmayacak ki... Bunlar Allah'a savaş açmış insanlar. Hem onlar çok kişiler, sen tek başınasın/tek kalacaksın, başka hiç kimse bir şey demez kii...

En arkada oturuyorum. 10-15 dakika geçmiş. Gergin bir ortam, anlatan ve hocanın müdahalelerinden/desteklerinden başka ses yok. Ara ara "Ne zaman konuşacaksın sen?", "E hadi..." der gibi bana çevrilen bakışlar... (E o başörtü ile olunca sınıf İslami otorite makamı yapıyor seni, istersen sus...)

O sırada titriyorum sanırım ben, çok iyi hatırlamıyorum. Gerildim. Ve muhtemelen gözlerim de dolmuş olabilir sinirden ve çaresizlikten...

Ve hocanın düello daveti...
"Eee, arkadaşlar... Ne bu sessizlik?! Yok mu itirazı olan? Kimse karşı çıkmıyor mu? Karşı çıkan yok mu?" Tabi bana bakıyor bunu söylerken.

"Aslında böyle ortamlarda tartışmayı tasvip etmem, tercih de etmem. Ama şunu söylemem gerekiyor ki sizin yaptığınız yanlış. Bu ayetler sizin yaptığınız gibi önünden arkasından gelen ayetleri bilmeden, nüzul sebebine, hangi dönemde hangi olay üzerine indiğine ve inildiği dönemin şartlarına bakılmadan yorumlanmaz. Bu şekilde İslam da Kur'an da anlaşılmaz."

Savaşa böyle girdik.
Aslında bunu söyleyip susacaktım, konuşmayacaktım ama olmadı. "Bunlar burada böyle konuşulmaz/anlaşılmaz" desem de, ilginç yaklaşımlar, ardı arkası kesilmeyen sorular, cahillerin/cehillerin bakış açısı ile yapılan yorumlamalar...
Hoca: "E madem, sen de kendi sunumunu hazırla, kendi argümanlarını sun, hazırlan kendi sunumunu yap..."
Anlamayacaklarını bile bile biraz baskı ile biraz umut ile bir kabul, "Tamam, yapayım. Ne zaman?"

Burada bitecekti, sunumumu bekleyecekler ve daha fazla yüklenmeyeceklerdi bana. Yani, ben öyle düşünmüştüm en azından.
Olmadı. Kurtulamadık.
Yaklaşık 3 ders saati, hiç ara vermeden.
İslam-İnsan hakları bağlamı. İslam'da cihat, savaş. İslam'ın ve müslümanların kadına bakış açısı. Kadın-erkek eşitsizliği ve İslam. LGBT'nin İslam'da yeri. Din kavramının ve genel olarak dinlerin problemleri. Müslümanlar, müslüman gruplar. Tesettür ve okullarda/kamusal alanda serbest oluşu. IŞİD, Akp hükümeti-Akpliler, Akp politikaları, Türkiye muhafazakarları. Odtü Mescid Topluluğu/Odtü Mescid Topluluğunun programları. Hazırlık mescidi projesi. Kafeterya'da yapılan okumalar.

"Ne yani, insan hakları evrensel bildirgesinde öyle yazıyor diye dünyada savaş yok mu, olmadı mı hiç? Zulüm işkence yok mu? Savaşa her ideoloji izin veriyor, 'olağanüstü durumlar' deyip, evrensel insan hakları bildirgesi de öyle."

" Hayır! Yine aynı şeyi yapıyorsunuz, o iş öyle olmaz. Belli kişiler, gruplar, müslümanlık iddiasında bulunan zümreler üzerinden İslam'ı anlayamazsınız. Onların yaptıkları kendilerini bağlar, İslam'ı değil. İslam Kur'an'dan öğrenilir."

"Bunu hazırlayan inanmayan bir insan. İnanmayan birinin bakış açısıyla sadece reddetmek icin yazılmış bu. Tabii ki buradan bu çıkar. Ama Kur'an elinizdeki metinde yazılı ayetlerden ibaret değil. Nahl/125 var, onu okuyalım. Fussilet/34'e bakalım. Daha bir sürüsü var. "

"Savaş aç, git önüne gelen Hristiyana saldır demiyor. Savaş başlatırsa zulme engel olmak adına, İslam'ın yaşanabilmesi adına savaşabilirsin, korkma/kaçma diyor. Zaten Kur'an'da isimler üzerinden, kavimler üzerinden kastedilen o isimlere/kavimlere ait belli sıfatlardır. Ebu Leheb, Firavun diyorsa, Hristianlar diyorsa konu onların İslam karşıtlığı/düşmanlığıdır. "

"Bakın, toplumun gelenekleri ile İslamı yaşantısı arasındaki ayrımı yapmak gerek İslam'ı anlamak için. Hangi background'dan gelmiş o kişi, nasıl bir toplum yapısı var, nasıl gelenekler/görenekler var o toplumda...
Defalarca söyledim, İslam annaneye-dedeye bakarak öğrenilmez, değerlendirilmez. 'Atalar dini' olur o, İslam değil. Öyle diyor Allah Kur'an'da... İlk emri "Oku!' olan dini hiç okumadan nasıl anlayabilirsiniz? 'Oku'mayan müslüman mı olur? Ne kadar müslüman olabilir ki?"

" 'Allah sorgulanır mı?' mı? E kişi iman etmeden önce tabii ki sorgulayacak. Sorgulanmadan iman edilir mi, sorgulayıp "Evet, Allah var ben ona inanıyorum" demeden iman edemez ki. İman ettikten sonra sorgulamasının bir mantığı da yok zaten."

"Kur'an'ı revize etmek dediğiniz, günün şartlarına göre yorumlamaksa, tabii ki revize edilecek, günümüz şartlarında değerlendirilecek. Evrensel olduğu iddia edilen din için bu zaten bir zorunluluk. Yoksa sizin dediğiniz o günki Arabistan çölünün dışına çıkamaz. Mesela Kur'an'da deveden bahsediliyorsa, o dönem develer değerli görüldüğü içindir, siz onu bugün değerli olan neyse o şekilde alırsınız. Tefsir ilmi işte bu. Bir sürü yorum var, farklı farklı görüşler baksanıza..."

"Çünkü Kur'an anahatları verir, genel tabloyu çizer. O tablonun sınırları dahilinde yapılır o yorumlamalar. "

" Yine aynı şey bu yaptığınız, kişi üzerinden çıkarım yaptınız. Onun nasıl davrandığı kisinin kendisi ile ilgili. Hesabını zaten verir zamanı gelince. Ben size ayet söylüyorum Kur'an'dan: "Bir topluluğa olan nefretiniz sizi adaletsizliğe sevketmesin!" demiş Allah. Şimdi hangisine bakmalı? "

"Kadına değer vermeyen dinse nasıl oluyor da Kur'an'da peygamber olmadığı halde övülerek bahsedilen tek insan bir kadın olabiliyor. Hz. Meryem... "

"Bakın ben burada bir şeyleri kanıtlamaya çalışmıyorum, öyle bir amacım/derdim yok. Bazı şeyler 'kabul'dür zaten, her inanışta/her dinde böyledir bu... "

"Ne demek tesettür ister istemez siyasi kimlik oluyor. Siz beni benim çoğu noktada desteklemediğim belki oy bile kullanmadığım bir siyasi partiyle nasıl bağdaştırabiliyorsunuz? Kafanızda oturttuğunuz kalıplara göre yargılayamazsınız siz beni. Bütün müslümanların ideolojisi aynı mı yani? Bütün başörtülüler aynı mı düşünüyor? Hayır. "

"Başörtüsü safsatadır, siyasidir derken de sizin kendi düşünceniz, gerici derken de... Aydın demeniz sizin bakış açınız..."

"Programlar kadın-erkek karışık da olabilir, yapılabilir, sizin temel aldığınız ayet/dayanak nedir? Tesettür bu yüzden var zaten. Tesettür sosyalleşme olacağı için emredilmiş. Amaç, herkes için daha rahat bir ortam olması olası problemlerin önüne geçebilmek... "

"Tesettür sadece erkeklere karşı farz değil. Bu bu şekilde biliniyor, muhtemelen örtülülerden büyük kısmın haberi de olmayabilir ama ilgili ayete bakıldığında müslüman olmayan kadınlara karşı da farz olduğu görülür."

"Ne demek 'ODTÜ bizim kazanılmış hakkımız/kalemiz, istediğimizi yaparız, bu bizim hakkımız!' Sizin bu yaptığınız da faşistlik olmuyor mu? Tabii ki kutuplaşma olur bu şekilde..."

Daha neler neler...
3 saat diyorum ama zaman görecelidir, bilirsiniz.

Normalde, konuş(a)masa idim, muhtemelen çıkışta bir köşede oturup sinirden ağlayacağım bir ders olacaktı. Öyle veya böyle, bir şekilde kendimi savunabildiğim için bu olmadı. Ama "Merve!?" dedim, "Gördün mü? Bize müslümanlar lazım. Henüz müslüman ahlakı kazanamamışlarsa bile lazım. Henüz bazı şeylerin idrakında değillerse bile lazım. Merve! Bize mücadele lazım, ne demekmiş vazgeçmek..."

Dersten önce oda arkadaşım ile birlikte okuduğumuz ve hatta bir önceki facebook paylaşımım, Tevbe/52... Tevafuk.
Hamd olsun.
Hem de dua'm olsun.
Sunumum var Rabbim, Yardım et. Müslümanlara yardım et.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğütler XXIX

  Sevgili oğlum, Henüz küçücükken sen, her şeyini ben yapayım isterdim. Seni kimseye bırakmayayım, her halini ben göreyim, ben hep yanında olayım... Ben koruyayım, ben kollayayım... Ben yeteyim, ben yetişeyim, ben yetiştireyim… Sana dair hiçbir anı kaçırmayayım. Düşününce, ‘oyuncağını uyurken bile yanından ayırmak istemeyen çocuk gibi’ belki. Sonra büyüdüm. Seninle büyüdüm ben de… Ve şimdi kız kardeşin büyüyor. Sen yürümeyi öğrenirken ben bırakmayı, sen konuşmayı öğrenirken ben susmayı, sen kendini bulurken ben yavaşça seni serbest bırakmayı öğrendim. Ve şimdi; ‘ben olmasam da yanınızda güzel insanlar olsun’ yanınızda istiyorum. Ben yanınızda olmasam da güvende olun. Ben kimim ki? Bazen ben yanınızda olsam bile koruyamam ki... Sevgili oğlum, çiçek kızım, Ben toprak olsam, siz güzel çiçeklerim; zamanla havaya, ışığa, gökyüzüne yöneleceksiniz. Topraktan bağımsız büyüyeceksiniz, yalnızca kökünüz kalacak bende. Ben bir koza olsam, siz mucize bir tırtıl; benden çıkıp kanatlanıp u...

Bahçemde Çiçekler Açtı

  Bahçemde çiçekler açtı, yüreğime bahar geldi. İçim renklendi, gönlüm şenlendi. Gözlerim yeşerdi, kalbim tazelendi. Yumuşadım, anladım, öğrendim. Büyütmedim büyüdüm. Benim istediğim zaman benim istediğim şekilde açmadı. Rabbimin istediği zaman, Rabbimin istediği şekilde, onun istediği renkte, onun istediği şekilde… Bahçemde iki çiçek açtı. Yerini sevdi mi? Işığı iyi mi? Toprağı ne zaman değişecek? Hangi gübre verilecek? Hep tedirgindim… Hassasiyetle sakındım börtüden böcekten. Rüzgârdan korudum, ayazda kalmasın diye ya örttüm ya örtü oldum kimi zaman. Güneşte kalmasın diye ya gölge buldum ya da gölge oldum. Güneşin, ışığın, suyun bile fazlasından sakındım. Nice kez korktum soldurursam diye… Bakımıyla, çapasıyla, budamasıyla yorulduğum da çok oldu. Üstüm başım toprağa bulandı, kirlendi de çoğu zaman. Kimi zaman belimi de büktü, ağrıttı. Kimi zaman kimi dalı, kimi yaprağı ellerime kopuverdi de nasıl içim gitti, zor dayandım.  Bazen çok suladım, bazen susuz bıraktım. Oysaki kend...

Dava Kardeşliği

Yan yana, sırt sırta, omuz omuza, dua duaya... Yürek yüreğe... Sen, ben yok! ‘Biz’ varız ve ‘dava’mız... Ve yol gösteren sevdamız... Biriz, beraberiz! Kardeşiz! Kan bağıyla değilse de gönül bağıyla... Bazen sevinçle, bazen kederle... Bazen umutla, bazen hüsranla... ‘Daha iyisi’, ‘en iyisi’ telaşıyla... Söz verdik! Vicdan rahatlatmaya değil samimiyetle yaşamaya... Sözleştik! Ucundan tutarak değil; adanarak, adayarak... Mevzu derin, menzil uzak, vakit dar, azık az... Vakit dar! Zaman kaçmasın, durduralım. Yıllar geçmesin, yakalayalım. Gülmelerle, eğlenmelerle, hatta sevmelerle oyalanmayalım. Havadan sudan konuşmayalım. Ne kalacak hepsinden geriye? Ne kalır bizden geriye? Seherler uyumak için değil, kalkalım. Gündüzler yetmiyorsa geceleri yaşayalım. Yaşayalım; yaşamaksa en uzununa talip olalım daha çok salih amel için, daha salih ameller biriktirmek için... Ve ölümse de en yiğitçesine, en şehitçesine hem de tereddütsüz talip olalım hiç ölmemek için... Randevu defterimiz hep dolu olsun....