İsmail Haniye'ye... "Her nefis ölümü tadacaktır" gereği bir gün gelecekti o ölüm, bugün geldi. "Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz" gereği bir gün olacaktı bu, bugün oldu. Ölse de ölmeyen o adam; bir ümmetin yükünü sırtına yüklenmiş adamdı. Bir neslin kurtuluş yollarını açan, yolu en önde adımlayan adamdı. Zulmün ve zulüm kokan dünyanın karşısında dimdik duran adamdı. Mü'minlerin yiğitlerindendi, ahdine sadakat gösterenlerindendi. Adamdı. Bir gün gelecekti ecel vakti, bulacaktı ölüm, bugün buldu. Şimdi sorulacak soru; bize ne zaman gelir ecel? Bizi nasıl bulur ölüm? Niceleri Allah için kan dökerken; payına sadece gözyaşı dökmek düşenlerken biz... Ve gözyaşı dökmenin bile hakkını veremeyenlerken biz... Lanet okuyup, ‘kahrolsun!’lar haykırmaktan başka şey yapamazken biz... Ama bağırmaktan sesi bile kısılmayanlardan; öfkelenip bağırmanın da hakkını veremeyenlerdenken... Nice zulme, nice zalime yalnızca şahit olurken uykusu bile kaç...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...