Yine bombalar yağıyor Gazze’ye ve yine kardeşlerimiz gülümsüyor şehadete… Oturduğumuz yerde oturuyoruz biz hâlâ. Niceleri yine Allah için kan dökerken; bizim payımıza sadece gözyaşı dökmek düşse de… Ağlamaktan göz pınarlarımız kurumadı, hıçkırıklarımız boğazımıza takılmadı. Gözyaşı dökmenin bile hakkını veremiyoruz. Lanetler okuyup, ‘kahrolsun!’lar haykırsak da bağırmaktan sesimiz bile kısılmadı. Bağırmanın da hakkını veremiyoruz. İlk kez karşılaştığımız zulüm de değil ama nice zalimle ilk kez karşılaştık bu kez... Uykumuz bile kaçmadı. Kudüs yine çok uzağımızda, Mescid-i Aksa yine mahzun, Gazze yine direnişte... Biz yine oturduğumuz yerden “Özgür Kudüslü günler” düşlüyoruz. Evet, zulüm kıtalar geziyor. Ama bir ayağı hep Filistin’de. Evet, dünya hep ikiyüzlü. Ama en çok Filistin’e karşı kör, sağır, duyarsız… Evet, zalim hep kötü. Ama en kötüsü; bizden görünüp zulümden yana olan zalimler... Evet, biz yine hüzünlü, yine endişeli, yine öfkeli… Ama zaferin Allah’tan olduğuna imanımız t...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...