Sevgili oğlum, Herkesin elinden tutulacak bir çocuk yanı vardır muhakkak içinde. Düştüğü yerden kaldırılması gereken bir yönü vardır herkesin. Herkesin -kendince- silinmesi gereken gözyaşları vardır muhakkak bir yerlerde, burası dünya... Sevgili oğlum, Biraz da içimdeki çocuğun ellerinden tutmak senin ellerini tutmak… Hayata daha sıkı, daha da sıkı tutunmak… Aranan şifa, deva olacak merhemsin sanki sen; 'Şâfi' olanın gönderdiği… İçimde bir yerlerdeki silinmeyi bekleyen o yaşları silmek gibi de biraz ağladığında senin gözyaşlarını silmek… İçimdeki çocuğun gözlerine bakmak senin gözlerine bakmak… Bütün çocukların gözlerine bakmak çok güzel… Bütün o çocuk gözler ayrı ayrı güzel ve özel… Çocuk demek ‘masumiyet’ demek ya, ‘cennete yakınlık’ demek ya... Çocuk çocuk bakan/bakabilen bütün gözler çok güzel ve çok özel hatta. Ama en yakınımdaki, hep yakınımdaki; her baktığımda bulabildiğim, çoğu zaman da beni izlerken bulduğum o iki göz öyle kıymetli ki… ‘Biliyorum bir yerlerd...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...