Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

" Görmeden, bilmeden ve de hissetmeden... İyi değil mi? "

Gözlerimi kaçırdığım bir çift gözdü en kötü masalların içinde yaşayan o çocuğun gözleri... Ölümdü gözleri; ölü/m. En kötü masalların içinde yaşayan o çocuk... Yüreğime cam kırıkları değdi o an. Geceleri masal anlatacak bir annesi var mı ki? Hiç masal dinledi mi? Biz alışıyorken, annesinin kucağında değil kaldırımlarda büyüdü o çocuklar! Yutkundum. Nasıl üşümez bir çocuk? Nasıl alışırız biz? Düşündükçe üşüdüm. Alıştım sonra... Koşarcasına gelirken birdenbire yavaşlayıverip, “Çok şükretmemiz lazım, ah!” diyerek iç geçirdiğinde o teyze, oradaydım. Dağ heybetinde bir delikanlı, insanlıktan daha kör bir gecede... Kafamı kaldırdım, dayanamadım. Yalnızca bir gece değil, bilmem kaç gece oracıkta sabahladı? Hikâyesi diğerine benziyordu/r bence, kaldırımlarda büyümüştü/r. Kaldırımlar bazen, bazı insanlardan daha mı merhametli? Kimilerinin kalbinden daha mı temiz/di o çocuğun elleri? Bir şey hissettim, hüzün gibi, kahır gibi, keder gibi... Bir acı saplandı yüreğime, suskun yanım ayaklan...

Dünya...

... Bakışlarım dünyaya değdiği an, irkiliyorum. Dünya gözlerimi kirletiyor. Dünya düşlerimi kirletiyor. Dünya düşüncelerimi kirletiyor. Adımlarım uçurumlara yanaşıyor, ürperiveriyorum. En yalnız olduğum zamanlarda da en kalabalıklarda da; gecelerde de gündüzlerde de... Yapayalnızken de herkesleyken de... Dünya beni çağırıyor. Her şey ve herkes beni dünyaya çağırıyor. Yusufi kıssalar, Yakubi sabrlar arıyorum, nafile. Ebu Bekr misali yoldaşlar, Hira misali sığınaklar arıyorum, nafile. Usul usul yağmur yağıyor şakaklarıma; sonra yağmura da küsüyorum buluta da... Kimse bilmiyor. Sanki her şey ve herkes beni dünyaya çağırıyor. Ben yalnız yürüyorum. Kalbimin sesini kendim dinliyorum. Paramparça oluyor yüreğim, bir kendim biliyorum. Belimi büken yükle... Ben hep yalnız yürüyorum. ...

"...Sonra ona yolu kolaylaştırdı."

Söylenmemiş şeyleri söylemeye, duyulmamış sözleri duyurmaya ve duyururken, en çok kendin duymaya, kurulmamış cümleleri kurmaya  ve hayalleri… Anlaşılmayanları anlamaya ve anlatmaya… Unutulmuş umudu kuşanmaya, kaybedilmiş güveni kazanmaya; gidilmemiş coğrafyalara ayak basmaya, okşanmamış başları okşamaya, tutanı olmayan elleri tutmaya, vahyin aydınlığında yol almaya ve koşanlardan daha da hızlı koşmaya, yarım kalmış ne varsa tamamlamaya... Niyetle/n! Yürekle/n! "...Sonra ona yolu kolaylaştırdı." Abese-20