Neredesin Yusuf! Artık gömlekleri yırtılmaz, kendiliğinden çıkar oldu bu dünyanın. 'Diri diri toprağa gömülmeler'in moderncesi bunlar hep, bilmiyoruz. Her gün yeni kurbanlar veriyoruz haberi olmadan kimsenin. Yitip giderken masumiyetimiz, neden gözleri arkada değil annelerin babaların? Karmakarışık bu çağın yalnız bırakılıp kaybolan evlâtlarının vebâline hangi diploma kâfi gelecek, kimse bilmiyor; düşünmüyor, dert etmiyor. Örtülerimiz korumuyor hiçbirimizi, namazlarımız alıkoyamıyor. Duygularımız ahlâkımızı zedeliyor. Yitirilen hassasiyetlerin sonu hep 'iffetsizlik' oluyor. Bu nasıl yaşamak Yusuf? Bizim dünyamız zindan olmuş. Biraz zindan, biraz yangın... Kardeşlerimiz boğuluyor dumanında; tertemiz gençlerimiz, hatta gençliğimiz boğuluyor. Gitgide büyüyen, alev alev her yanımızı saran yangın... Yeni dünya düzeni, modernite, teknoloji, internet, sosyal medya; markalar, modalar, alışveriş merkezleri; günden güne basitleşen hayat tarzları, dört bir yandan gözler önüne se...
Bâki kalacak birkaç hoş sadâ... Ölüp gittiğimde ardımda bir mezar taşından fazlasını bırakmak istiyorum zîrâ...